Dalında Gül Konuşsun
Sussun bütün cümle âlem Dalında gül Bağımda bülbül konuşsun Dert diye sardıklarım İçime attıklarım konuşsun Sussun cümle âlem Dalında gül Bağımda bülbül konuşsun Sussun
Sussun bütün cümle âlem Dalında gül Bağımda bülbül konuşsun Dert diye sardıklarım İçime attıklarım konuşsun Sussun cümle âlem Dalında gül Bağımda bülbül konuşsun Sussun
Darbe! Bir yaz günüydü Ayten Aylardan temmuz hatta Önce kavruldu kalbim Sonra Külahımın üstünde Eridi dünya Gaybubet Ki ben bir gurbete yazgılı Tam da
Bin çileye göğüs gerdi adaşın Izdırabın Dost’a ayan Bilâlim Mundar olsun, huzur nedir bilmesin Seni bu hallere koyan Bilâlim El unutmuş kıymetini insanın Rabbimin
Afrika’nın bir ülkesinde öğretmenlik yaparken çok değer verdiğim, kendisine “Siyah İncim” dediğim bir öğrencimden bahsetmek istiyorum. Büyüklerimizden sürekli şu sözleri duyardık: “Eğer bir insanın kalbini
(Merhum Gökhan Açıkkollu ve değerli ailesine ithafen…) Hep ansızın olur akrep sokması Çok revaçta adaletin çakması Mülhid felsefenin kanlı dogması Seni de bulacak, açık kollarım
Bu poyraz elbet bir gün dinecek sandım Cefa devranı imiş heyhat aldandım Himmet eyle ey Rabbim katından yardım Lisan-ı ızdırârla medet Sultanım Bağ bozuldu,
İman ettik Allah’a Taptık elhamdülillah Kurtuluşa felaha Erdik elhamdülillah İmtihan geldi çattı Bizi gurbete attı Kiminin hapis bahtı Yattık elhamdülillah Mümin münkir o anda Gördük
Her yıl bir kurban verdik bunca zaman. Kimiyle sadece buzluklarımızı doldurduk, kimini de ihtiyaç sahiplerine dağıtarak ruhumuzu doyurduk. Bu bayram birazcık farklı olsun diğerlerinden. Maddesinden
Garipliğin şiirini yazıyorum bu akşam Masamda bir bardak su Karşımda kalınca bir duvar Beynimde zonklayan hafakan Avuçlarımdan kayıp giden gençliğim Akşamla birlikte kararan dünyam var
Yazmak, okuma faaliyetinin mühim semerelerinden biridir. Kur’ân’ın ilk emri; “Oku” olmuştur. “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” âyetindeki ikra’ ufkunun engin mana dünyasından bir kaçını zikretmeye gayret
Şu süreçte Hizmet Hareketi mensupları öncelikle kendilerini ve bulundukları beldelerdeki hizmetleri maddî/manevî nasıl ayakta tutabilirler? Son bir kaç yıldır başımızda değirmen taşı gibi döndürülen hadiselerin