Gönül Bağı

İki kelimeden oluşan bu ifadenin ilk kelimesi olan gönül; sevgi, istek, anış gibi anlamların yanı sıra insanın manevi bir latifesini ifade eden bir kavramdır. Bağ ise bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturan bir ip anlamına gelmektedir. Gönül bağına, sevgi bağı veya duygusal ilişki de denilebilir.

Şiir, roman ve şarkılarda sıkça kullanılan bu kelimelerin, günümüzde maalesef gerçek değeri ve anlamı kaybedilmiş durumdadır. Oysaki bilhassa Hizmet hayatımızda uhuvvet kavramının içini dolduran ana unsurlardan biridir.

Dinin şe’ni uhuvvettir. Yani dinimizi özel kılan ve manevi zevk veren uhuvvet, dini hayatımızı saran bir ışıktır. Şahsi duygu ve düşüncelerimiz, ruh haletimizi belirlediği gibi, kardeşlikteki birlik ve beraberlik unsuru da gönül bağıdır. Kan bağsız şekillenen bu birlik, nesebî kardeşliğin de ötesindedir. Bir topluğun bütünleşmesi, eksiklerini tamamlaması ve bir daire oluşabilmesi için gönül bağı gereklidir. Nesebi kardeşlikten bin derece daha kuvvetli bir bağ ile kenetlenen bu insanlar, faziletleri temsil etme adına en güzel hâle bürünürler.

Tarihte ve günümüzde gördüğümüz bütün enkazların ana unsurlarından biri, birbirimizle kuramadığımız gönül bağı, yapamadığımız diyalog ve aksattığımız birliktir. Toplumlar kin, kıskançlık ve enaniyet sebebiyle tefessüh ederler. “Mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz. Uhuvvetteki makam geniştir; gıptakârâne müzâhameye medar olamaz. Olsa olsa, kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur, hizmetini tekmil eder.” (Yirmi Birinci Lem’a).

Gönül bağı bir kuvvet vesilesidir. Dünyanın yükü bir sırta verildiği takdirde hedefe ulaşamaz. Mutluluk, huzur, güven ve “yalnız değilim” düşüncesini veren gönül bağı, mesleğimizin esasıdır.

Cahit Zarifoğlu’nun da dediği gibi, “gönül bağı kurduğumuz herkesten sorumluyuz.”

Bir binanın çimentosu gibi olan gönül bağını hafife almak, oradan oraya savrulup durmak ve nefsi emmarede kaybolmak demektir.

Gönül bağı ile bağlanmak zaman ve mekânı aşar, ülfetten korur ve daima dik durabilmek için enerji kaynağı olur.

Gönül erleri her zaman söze gerçek değerini kazandırma peşinde olur. Her sözün kıymeti onun gönül ile irtibatı ölçüsündedir.

Bir gönül başka bir gönülle bağlanmışsa, insan hiç yorulur mu?

Yükünü paylaşmış isen bu devran hiç durur mu?

Bu yazıyı paylaş