Ağaçlar sembol, ağaçlar model, ağaçlar kalem
Ağaçsız tabiat kuru, gölgesiz ve renksiz bir âlem
Kimisi mübarek, kimisi yasak meyveli ağaç
Ağaç, dünyaya geliş ve gidişte beşikten ve tabuttan bağlaç
Bütün ağaçlar kalem olsaydı, bütün denizler mürekkep,
Yazılmakla bitmezdi âyâtullah, tükenirdi kalem ve mürekkep
Ağaçlar ilim saçıyorlar kâğıt, kalem, defter ve kitapla
Allah ne mesaj vermişti Tûr Dağında Mûsâ’ya ağaçtan hitapla
“Kıyamet kopuyor da olsa, elinde varsa bir fidan onu dik!”
Uy ki bu Nebevî beyana, yıkılmazsın, kalırsın ayakta dimdik
Semboldür hoş bir ağaç, “Şecere-i Tayyibe” ismiyle
Pisi, habisi ve kötüsü var, kökü, bedeni ve cismiyle
İncir ve zeytin şahit olmuş “Ahsen-i Takvim” sırrına
Ne şarkî ne garbî mübarek bir ağaç, şahit nur diyarına
O malum melun ağaç, zalimler için Cehennemde biten, adı Zakkum
Bir de Şecere-i Yaktîn’i düşün, çıktığı yer sahil, deniz ve kum
Yunus’un ağacı o, onu gölgelemek için beklemedeydi sahilde
Bilinmemişti kıymeti bir dönem Ninova denen küçük ilde
Şecere-i huld ile aldattı Adem’le Havva’yı, “Yeyin!” diyerek Şeytan
Cennetleri zehir oldu bir anda, pişmanlığa boyandı zaman
Ebediyet, sonsuzluk, ölümsüzlük ağacıymış güya
Yemeseydiler bitmeyecekti, susatmayan, acıktırmayan rüya
“O Ağacın Altında” Rıdvan Biatı, hani Hudeybiye Barışında
Bin beş yüz Ashab-ı Resûle şahit oldu “O Ağaç” her karışında
Altında, Meryem’in İsa’yı dünyaya getirdiği hurma ağacına ne demeli!
İnsan ağacı, insan gibi refleksli; acıkınca Zemzemle hurma yemeli
Yine hatırlansın, Tûr-i Sînâ’da Mübarek Vadi’deki ağaç
Rabbinin Mûsâ’ya nidasında oldu bir manevi ulaç
Şecer-i ahdar; yeşil ağaçlar, kibritlerimizi tutuşturan çakmak
Ne büyük tefekkür ağaçları okumak, seyretmek, sulamak, bakmak
Kalemdir ağaçlar; yaprak yaprak, çiçek çiçek, meyve meyve; Allah yazar
Başları olan kökleriyle secde etmek için gözyaşlarıyla toprağı kazar
Ağaçlar bir amblem, bir arma, bir logo, bir totem, bir işaret
Ağaçlar sembol, delil, burhan, âyet, alâmet ve beşaret
Bal arısına kovan, petek, yuvadır kimi ağaçlar haliyle
Böceklerin, kuşların, kelebeklerin evidir sevk-ilâhiyle
Ağaçlar, dağlar, hayvanlar, güneş ve ay, ne varsa gökte ve yerde
Secde ve inkıyat halindeler bulunurlarsa her yerde
Allah’ın kudret ve yüceliği önünde bir esas duruştur bu
Düşünen insana bir hedef ve on ikiden vuruştur bu
Ağaçlar ve yıldızlar secde halindeyseler hep süresiz
Nerden bilecektik bunu, Peygambersiz, Kur’ânsız, âyetsiz ve sûresiz?
İçinden su çıkan göz bebeği, seçkin bahçeleri ne güzel yeşertmiş Rab
Bahçesiz, ağaçsız, susuz bırakılmış illerde hayat ne korkunç bir serap
Çınar ağacı deyip geçme, şehadet eder asırlara, devletlere, milletlere
Söğüdün bağrındaki dirilişlere, yükselişlere, savletlere ve zilletlere
Katran ağacını unutmayalım Çam Dağı’nın zirvesinde
Üstad’a eşlik ederken yıldızlı gecelerde, zikirli diline
Delil mi istersin ağaçtan, şahit mi istersin, kestaneye bak!
Kestane Pazarı’ndan Pennsylvania ormanlarına ediver çark
Ağaçlar delil, ağaçlar şahit bize Kanada’da dahi
Biz ağaçları Kanada’da daha çok sevdik, sahi!
Bayrağındaki sembol ne güzel Akçaağaç yaprağıyla
Her millete huzur veriyor, özgür ağaçlarıyla ve geniş toprağıyla