İlk nefeste hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Bir kundağa baktım, bir gökyüzü semasına
Tutundum da annemin sıcacık kucağına
Şefkatinde, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Kuru dağa bakınca yeşil ot bitmez gördüm
Senden ışık almayan karanlık ruhlar gördüm
Nurun girince imandan yoksun bir dimağa
Aksedende, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Tohuma baktığımda koca bir çınar gördüm
Aklım göremedi, sanki âmâ olmuş kördüm
Taktım iman gözlüğünü bulanık gözüme
Raks edende, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Kalem akla, akıl irfana teslimmiş gördüm
İrfan kısır kaldı, onu hikmete ram gördüm
Kulak verdim vicdanın aldatmayan sesine
Dinleyince, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Gökten inen yağmurda, yerden fışkıran suda
Gamzeler çakıp duran semadaki yıldızda
Güneşin hem doğuşunda, hem de batışında
Düşününce, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Günah bezminde nuru hep kayboluyor gördüm
Eyvah deyip inledim, ağlamaktan yoruldum
Ya Rabbi, tevbe edip ağlarken, gözyaşında
Arınınca, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm
Su zerresinde aksedende güneşi gördüm
Her nefes alan canda hayat vereni gördüm
“Her nefis ölümü tadıcıdır” gerçeğinde
Ten kafesinden kurtulan can kuşunu gördüm
Son nefeste, hep Seni gördüm, hep Seni gördüm