(Bir Rabıta-i Mevt)
Hicret vacib oldu hevadan hüveye
Nefis dönmüş iken azgın bir köpeğe
Geçmek çetin, fısk batağından öteye
Medet ya Rab! İnsan olmak ne zor imiş
Ecel yaklaştı, kul Hak’tan af dilese
Durup divana, göz yaşıyla inlese
Sırat-ı müstakim üzre, seyr eylese
Affet ya Rab! Kemâle ermek zor imiş
Sıyrılıp tenden, ruhu ile yücelse
Kefeni giyip kabir yolu beklese
Kabre girip sorgu sual edilse
Lütfet ya Rab! İmansız ölmek zor imiş
Damla olan dünyadan ufkuna baksa
Deryalar saklı ukbaya ruhunu salsa
Teni dünyada koysa ruh ile kalsa
Yardım et ya Rab! Berzah bezmi zor imiş
Ortada ne ceset kaldı ne kefeni
Kalmadı hiç hâlini sorup edeni
Ruhu ağlar da yoktur hâli bileni
Sensin dost ya Rab! Yalnız kalmak zor imiş
Dünyada gün doğar batarmış neyine
Geçmez ki berzah âleminde saniye
Atıp gittiler kara toprak içine
Işık yok ya Rab! Karanlıklar zor imiş
Bir Fatiha gelince hemen koşulur
Neşe duyar da sürura gark olunur
Ekmek yok, aş yok, dua ile doyulur
Azık yok ya Rab! Amelsizlik zor imiş
Ah ne olaydı dost kalbi kırmasaydı
Dilini tutsaydı gönlü yıkmasaydı
Gözünü yumup harama bakmasaydı
Setret ya Rab! Günahın yükü zor imiş
Bir muştu gelse, azap bitti deseler
Uçarak gitse, ruhu azat etseler
Çözülse bir bir tüm girift bilmeceler
Ya Rab! Kabir azabı çekmek zor imiş
Keşke deme sakın, kem sözdür burada
Kavuşur belki ruh, nara da nura da
Kabir azabı azalsa da artsa da
Haktır bu ya Rab! Son pişmanlık zor imiş
Yaşı, başı ermişti sinn-i kemâle
Bitti ömrü, kalmadı vakit âmâle
Dönerdi dil, gıybet ile kîlükale
Ya Rab! Kul hakkı ile ölmek zor imiş
Kabir üstünde bıtıraklı ot biter
Gül bitse ne yazar, içinde od tüter
Günün birinde yorgun düşen, it yatar
İnayet ya Rab! Kabrin içi zor imiş
Ya Rab! Ümitler zirvede iman kadar
Günahlar olsa dağlar deryalar kadar
Sensin hem Gaffar hem Rahman hem de Settar
Ölüm hak ya Rab! Mücrim olmak zor imiş
Karanlık dağıldı ışık oldu her yer
Aşıldı kabir denen zorlu bariyer
İşe yaramadı dünyalık kariyer
Razı ol ya Rab! Necat bulmak zor imiş.