Dunning-Kruger Etkisi

Ahmağın kalbi dilinin ucunda; akıllının dili, sinesinin en uç burcundadır.”[1] M. Fethullah Gülen

İnsanlık tarihi boyunca, farklı coğrafyalarda ve kültürlerde yaşamış birçok yazar, filozof, bilim insanı ve âlim; toplumu ve insanı okumakla ilgili bazı ortak noktalarda buluşmuşlardır. Bu noktalardan biri olan ve dilimizde “cahil cesareti” olarak yer eden bir tespitin, bilimsel olarak ele alınması yakın zamanda gerçekleşmiştir.

Bilmediğini Bilmemek

Amerikalı iki sosyal psikoloji profesörü David Dunning ve Justin Kruger, cehaletin insanın kendine olan güvenini artırdığına dair bir teoriyi ispatlamak için bazı sosyal deneyler yaptılar. Bu deneylerde, katılımcılara mizah anlayışı, dil bilgisi ve mantık alanlarında testler uygulandı. Ardından katılımcılardan kendi performanslarını değerlendirmeleri ve kaç soruyu doğru cevaplamış olabileceklerini tahmin etmeleri istendi. Sonuçta yapılan testlerde kötü performans gösteren katılımcıların, kendi performanslarını ortalamanın üzerinde değerlendirdikleri belirlendi. Araştırmacılar, bu durumu vasıfsız kişilerin “çifte yükü” olarak adlandırmışlar ve bunun, ferdin kendi bilgi ve tecrübeleri hakkında değerlendirme yeteneğindeki eksiklikten kaynaklandığını belirtmişlerdir. Onlara göre bu kişilerdeki asıl problem, “hem vasıfsız olmaları hem de bu durumun farkında olmamaları idi.”[2]

“Cehaletin de derekeleri vardır: İnsanın bir şey bilmemesi ‘basit cehalet’; bilmediğini de bilmemesi, ‘muzaaf cehalet’; bilmediğini bilmemekle beraber kendini çok iyi biliyor zannetmesi ise ‘mük’ab cehalet’tir.” Fethullah Gülen Hocaefendi cahilliğin derekelerini anlattığı bu sohbetini şu şekilde tamamlar. “Mük’ab; üç buudlu, üç derinlikli demektir ve böyle bir cehaletin izalesi neredeyse imkânsızdır. O, insanı değişik hezeyanlara sevk eder; bazen tiranlaştırır, bazen Yezidleştirir, bazen Haccaclaştırır, bazen Führerleştirir; doğrunun dışında her yolda gezdirir.”[3]

Dunnig ve Kruger elde ettikleri sonuçları şöyle özetlemişlerdir:

  1. Beceriksiz insanlar her zaman kendi yeteneklerini abartırlar.
  1. Kendi yetersizliklerinin boyutunu fark etmezler.
  1. Cehaletleri sebebiyle bilgi ve vasıflarını geliştirme ihtiyacı duymazlar.
  1. Başkalarının üstün vasıflarını sürekli olarak hafife alırlar.

Diğer yandan bu çalışmada en iyi performansı gösteren kişilerin en alçak gönüllü kişiler olduğu, kendi bilgi ve yeteneklerini daha hafife aldıkları görülmüştür.[4]

Dunning-Kruger etkisi iki taraflıdır: Vasıfsız kişiler kendi bilgi ve yeteneklerini abartır. Alanında gerçekten uzman olan kişiler ise mütevazı, kendi tecrübe ve kabiliyetlerini önemsememeye meyillidirler.[5]

Üstad Bediüzzaman Hazretleri de bu konuya dikkat çeker:

“Her adam için, heyet-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardır. O pencere kamet-i kıymetinden yüksek ise, tekebbürle tetâvül edecek (uzayacak). Eğer kamet-i kıymetinden aşağı ise, tevazu ile takavvüs edecek ve eğilecek, tâ o seviyede görsün ve görünsün. İnsanda büyüklüğün mikyası küçüklüktür, yani tevazudur. Küçüklüğün mizanı büyüklüktür, yani tekebbürdür.”[6]

Maddî unsurlarla yapılan deneylerin ölçülebilir parametreleri olduğu için sonuçlar daha güvenilirdir. Buna karşılık insan psikolojisini incelemek daha zordur. Çünkü neticeye tesir eden değişkenlerin sayısı çok fazladır. Bu sebeple söz konusu değişkenlerin hesaba katılarak objektif kriterlerin belirlenmesi gerekmektedir.

Southern Illinois Üniversitesi Havacılık Bölümü öğrencilerindeki Dunning-Kruger etkisi üzerine yapılan bir araştırmada, öğrenciler hem dil bilgisi hem de pilotaj bilgisi testlerine tâbi tutulmuşlardır. Çalışmanın sonuçları DK etkisini destekler şekilde çıkmış, düşük puan alan öğrenciler yeteneklerini abartma eğilimi gösterirken yüksek puan alan öğrenciler yeteneklerini küçümsemişlerdir.[7]

İşe yeni başlayan kişilerde aşırı öz güven gelişiminin araştırıldığı, 2018 yılına ait bir çalışmada; işe başlarken mütevazı tavırlar sergileyen kişilerde, kendilerine güvenme duygusunun, az bir tecrübeyle performanslarının çok önüne geçtiği görülmüştür. Bu kişiler tecrübe kazanmaya devam ettikçe önce öz güvenlerinde bir düşüş olmuş, daha sonra tekrar performansları ile orantılı olarak bir yükselme kaydedilmiştir.[8]

2021 yılında yapılan başka bir çalışmada, DK etkisinin varlığı, beyindeki elektrik sinyallerinin kaydedildiği elektroensefalografi (EEG) yöntemi kullanılarak ispatlanmaya çalışılmıştır. Sonuçta en alt çeyrekte yer alan katılımcılar, kendi yüzdelik dilimlerini gerçek puanlarından daha yüksek, en üst çeyrekte yer alan katılımcılar ise olduğundan daha düşük tahmin etmişlerdir. Bu iki farklı seviyedeki fertlerin tepki sürelerinin de ölçüldüğü deneyde, alt yüzdelik dilimdekilerin daha hızlı, üst yüzdelik dilimdekilerin ise daha yavaş tepki verdiği tespit edilmiştir. Ayrıca değerlendirme esnasında bu iki grubun beyinlerinde farklı zihinsel süreçlerin meydana geldiği de gözlemlenmiştir.[9]

Yine yakın dönemde yapılan bir çalışmada, DK etkisinin varlığı, COVID-19 pandemisi çerçevesinde test edilmiştir. Bu çalışmada, 2487 katılımcıdan eğitim seviyeleri, bilgi edinme kaynakları ve COVID-19 hakkında sorulara cevap vermeleri istenmiş ve sonrasında onlara kaç soruyu doğru cevaplamış olabilecekleri sorulmuştur. Kötü performans gösterenlerin kendileri ile ilgili tahminleri gerçek bilgi seviyeleriyle orantısız bir biçimde ve genel ortalamanın çok üstünde çıkmıştır. Ayrıca bu kişilerin eğitim seviyelerinin diğer katılımcılardan daha düşük olduğu ve bilgi kaynağı olarak da sosyal medya ve kitle iletişim araçlarını tercih ettikleri tespit edilmiştir.[10]

 

Dunning-Kruger etkisi altındaki kişi eğer cehaletinin farkına varıp bilgi ve tecrübe edinmeye başlarsa bu durumun olumsuz tesirinden kurtulabilir. Bu süreçte dört dönem bulunmaktadır:

 

“Aptallık Dağı”nın Zirvesi: Etkinin en üst seviyede görüldüğü dönemdir. İnsanların çok az bilgiye sahip oldukları bir konuda kendi bilgilerine çok güvendikleri zirve noktasıdır.

 

Umutsuzluk Vadisi: Zamanla kişinin mevcut bilgi birikiminin yetersizliği ile yüzleşmeye başladığı dönemdir. Aslında ne kadar az şey bilindiğinin farkına varıldığında öz güvende düşüş yaşanmaya başlar. “Her şeyi biliyorum.” düşüncesi, yerini “Bildiğimden çok daha fazla şey var.” düşüncesine bırakır.

 

Aydınlanma Yokuşu: Umutsuzluğun en dip noktasına düşen kişi, bilgi ve beceri seviyesini artırmak için kendisini zorlar ve gelişme kaydetmeye başlar. Umutsuzluk Vadisinden yavaş yavaş Aydınlanma Yokuşuna doğru tırmanır. Bu dönemde gerçek eğitim başlar.

 

Süreklilik Platosu: Bu dönem, kişinin bilinmesi gereken her şeyi bildiği anlamına gelmez. Kişi artık net şekilde belli bir konudaki bilgi seviyesinin sınırlarını çizebilir. Yani bilmediği şeyleri net şekilde belirleyebilir ve bu konuda gayret sarf edebilir. Öz güven yeniden yükselir ancak mütevazı olma eğilimi de aynı ölçüde artabilir.[11]

 

Sonuç

Ortaya atıldığı günden bu yana tartışma odağı olan bu yaklaşım; yapılan yeni araştırmalarla kendine hem destekçi hem de karşıt bulmaya devam etmektedir. Dunning-Kruger etkisi, Mental Bozuklukların Teşhisi ve İstatistiği El Kitabı’nın 5. baskısında (DSM-5) tanınmamaktadır. Yani patolojik bir tablodan ziyade psikolojik bir olgu olarak kabul edilmektedir. Diğer yandan anlatılan olgu, ne yazık ki toplumda çok sık karşımıza çıkmaktadır. Özellikle COVID-19 salgını sırasında sosyal medya ve diğer kitle iletişim araçlarında konu ile ilgili bilgisi az olanların, uzmanlardan daha kolay açıklama yaptıkları ve hüküm cümleleri kurdukları maalesef çok sık görülmüştür.

Dr. Dunning kendisi ile yapılan bir mülakatta, “İnsanların Dunning-Kruger etkisi konusunda yaptıkları en önemli hata, bu etkiye kimin kurban gittiği ile ilgilidir. Etki aslında diğer insanlarla değil, bizimle ilgilidir. Bu etkiden çıkarılacak ders, her zaman kendimiz hakkında ne kadar alçak gönüllü ve temkinli olmamız gerektiğidir.” demiştir. Dunning-Kruger etkisi sadece vasıfsız veya bilgisiz insanlarla ilgili değildir. Çok da ehil olmadığımız konular söz konusu olduğunda çoğunlukla hepimizle ilgilidir.[12]

Dipnotlar

[1] M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 126.

[2] J. Kruger, D. Dunning, “Unskilled and unaware of it: how difficulties in recognizing one’s own incompetence lead to inflated self-assessments”, Journal of Personality and Social Psychology, 1999; 77:1121–1134.

[3] M. Fethullah Gülen, “Sevgi İksiri ve İmanın Tadı”, 1/10/2015, www.herkul.org/herkul-nagme/485-nagme-sevgi-iksiri-ve-imanin-tadi/

[4] Brian Duignan, “Dunning-Kruger effect”, www.britannica.com/science/Dunning-Kruger-effect

[5] Jochen Mai, “Dunning-Kruger-Effekt: 4 Phasen der Selbstüberschätzung”, karrierebibel.de/dunning-kruger-effekt

[6] Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 536.

[7] S. R. Pavel ve ark. “The Dunning-Kruger Effect And Siuc University’s Aviation Students”, Journal of Aviation Technology and Engineering, 2013, s. 125–129.

[8] C. Sanchez, D. Dunning, “Overconfidence among beginners: Is a little learning a dangerous thing?”, Journal of Personality and Social Psychology, 2018; 114(1), 10–28.

[9] A. Muller ve ark. “Neural correlates of the Dunning-Kruger effect.”, Eur J Neurosci, 2021 Jan; 53(2): 460–484.

[10] A. Claessens ve ark. “Self-Illusion and Medical Expertise in the Era of COVID-19”, Open Forum Infectious Diseases, April 2021, 8/4.

[11] Joshua Render, “The Dunning-Kruger Effect”, agile-mercurial.com/2019/07/12/the-dunning-kruger-effect

[12] Jonathan Jarry, “The Dunning-Kruger Effect Is Probably Not Real”, www.mcgill.ca/oss/article/critical-thinking/dunning-kruger-effect- probably-not-real

Bu yazıyı paylaş