Şurimşinelerime Mektubumdur

“Bismillah her hayrın başıdır” diyerek başladım.
Zamanın güzelliği manasında “Bediüzzaman” ismini aldım.
Henüz on dördümde medreseyi bitirip
Seksen küsür kitabı ezberledim
Âşık olduğumdandı, aşığım başladı imtihana maşukunu
Bilirdim ki sevdanın büyüklüğündendi imtihanın çokluğu
Alevler büyüyordu, zuhur ediyordu yavaştan çağ yangını
Öyle bir yangın ki iki ucu kor alev değnek
Biri sonsuzluğa, diğeri varlığıma yolculuk
Başladı da yolcuğum kor alev ya
Önce Barla, Kastamonu sürgünü, sonra Denizli Afyon zindanları…
Sığdırdım sepetime hayatımı
Zaten beden değil miydi ki sende kalsa meccanen zail olan?
Bin ruhum olsa binini de feda etmeye hazırdım bu dava için.
Bundan olacak, hürriyetsiz yaşayamam dedim
Zindanlar içinde güvercin oldum.
İlmimin izzetindendi eğilmedim, kıyam etmedim komutanlara.
Sürgüne gönderdiler, sarığım bile onlarca ağırlık yapmıştı inanmayanlara.
Ama benimki öyle bir esaretti ki ruha kat’a prangalar vurulamayan.
Kim gelirse gelsin şimdi izimden
Pişman olursa ruz-i mahşerde sırtıma yük olsun.
Nasihatimdir:
Kısa ömrünüzü faniye harcamayın, fani durmasın
Baki olana harcayın ki, saf baki dursun.
Ve son sözüm:
“Güzel düşünün, güzel olsun.”
Ben içimizde vazgeçecek yok ümit ediyorum.
Çünkü biliyorum ki mele-i âlânın hadsiz sakinleri
Bugün Risale-i Nur’u alkışlıyorlar.

Bu yazıyı paylaş