“Harikalar diyarı” diyebileceğimiz büyülü ülke Avustralya’dayız. Hayranlık içinde adım adım ilerliyoruz. Burası âdeta harikulade eserlerin sergilendiği bir masal diyarı… Dünyanın başka bir yerinde pek rastlanılmayan canlıların toplandığı çok özel bir yer. Heyecanla çevremize bakınırken karşımızdaki ağacın yaprağı üzerinde sanki bir mücevher parlıyor; bize bir şeyler fısıldıyor. Heyecanımız dorukta, mücevhere sessizce yaklaşıyoruz.
Tabiat sergisinde dizilen birbirinden güzel eserlerden biri de insanlar arasında aynalı örümcek veya süslü örümcek(Thwaitesia argentiopunctata) olarak anılan, ilginç bir sanat harikasıdır. Bu örümceklerin en önemli özelliği, aynalarla kaplı gibi görünen gövdesinde saklıdır. Avustralya’nın bütün eyaletlerinde bulunan bu örümcek türünü görenler, ilk anda gözlerine inanamaz. Sanki küçük küçük aynalar, örümceğin gövdesine yapıştırılmış gibi bir görünümü vardır.
Ayna benzeri birçok yapıyı gövdesinde taşıyan bu küçük canlı, bizlere Bediüzzaman Hazretlerinin dünya ile ilgili olarak kullandığı, “… birbiri arkasında daim gelen geçen âyineler mecmuasıdır.”[i] ifadesini hatırlatır. Üstad Bediüzzaman, her mevcudun, Rabbimizin kutsî isimlerinin tezahür ettiği bir ayna olduğuna dikkat çeker, bizleri bu aynalarda cilveleri görünen hakikatlerin peşine düşmeye çağırır ve bütün bu kutsî isimlerin Müsemmasını (işaret edilen Zât’ı) tanımaya ve gönülden sevmeye yönlendirir.
[i] Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 218.