Merhaba, ben ve kardeşim aslında Afrikalıyız. Bizim de hedeflerimiz ve hayallerimiz, yaşamak istediğimiz bir hayatımız var. Biz de toplumun bir parçası olmak, hedeflerimize ulaşmak isteriz. Ama yaşadığımız çevrede ve kültürde bu her zaman pek de mümkün olmuyor.
Albino Olmak
Allah (celle celâluhu), insanları farklı ten renklerinde yaratmıştır. Ten rengimizi belirleyen en önemli unsur melanin pigmentidir. Bu pigment, yalnızca cildimizin ve saçımızın rengini belirlemekle kalmaz, aynı zamanda görme melekesinden görevli optik sinirin gelişmesinde de önemli rol oynar. Deri, saç ve gözde melanin eksikliği veya yokluğu “albinizm” olarak adlandırılır. Anne ve babadan kalıtım yoluyla geçen genlerde mutasyon var ise bu pigmentin üretiminde kısmî ya da tam bir bozukluk olur ve bu genetik duruma sahip olan kişilere “albino” denir. Cilt ve saçları normalden açık renkte olan bu kişiler, melanin eksikliği nedeniyle güneş yanığı ve deri kanseri riskine daha açıktır. Bu bireyler ayrıca, körlüğe varabilen çeşitli göz problemleri yaşayabilirler. Albinizmi olan kişilerin karşılaştıkları zorluklar maalesef sadece sağlık durumlarıyla sınırlı kalmaz, sosyal hayatta da ciddi engellerle karşılaşabilirler.
Albinizm, belirli bir ırka has olmayıp, dünyanın dört bir yanında, Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye kadar farklı coğrafyalarda görülmektedir. Dünya genelinde yaklaşık her 18.000 kişiden biri albinizmle dünyaya gelmektedir. Farklı kültürel ve sosyal yaklaşımlar, albinizmi olan kişilerin karşılaştığı zorlukların boyutunu ve türünü belirler. Albinizmin farkındalığını artırmak ve bu bireylerin karşılaştığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 13 Haziran, “Uluslararası Albinizm Farkındalık Günü” olarak kabul edilmiştir. Özellikle Afrika’da, siyahî toplum içinde beyaz görünümleriyle dikkat çeken albinizmli bireyler, daha belirgin ayrımcılıklara ve hayatî tehlikelere maruz kalmaktadır.
Afrika’da Albinizm ve Malawi Örneği
Bazı Afrika ülkelerinde zaman içinde albinizm olan insanlarla ilgili çeşitli kültürel yaklaşım ve inanışlar ortaya çıkmış ve bunlar nesilden nesile aktarılmıştır. Bazıları albinoların değerli vücut parçalarına sahip olduklarına inanırken, bazıları da hastalık taşıdıklarını ve başkalarına bulaştırabileceklerini düşünmüş, kimileri ise onları lanetli kabul edip şeytanla ilişkilendirmiştir.
Bu durumu daha iyi anlamak için Afrika’nın Güneydoğusunda yer alan Malawi’de yaşananlara göz atalım. 19 milyondan fazla nüfusu olan bu ülkenin halkının tahminen %6’sı albinizme sahiptir. Cilt renklerinin farklı olması maalesef onların toplumdan dışlanmalarına sebep olan önemli bir faktördür. Bu durum, yalnızlaşmalarına ve günlük hayatta ayrımcılığa maruz kalmalarına sebep olur.
Albinizmli insanlar Malawi’de yalnızca engelli kabul edilip dışlanmakla kalmaz, aynı zamanda yoksullukla da mücadele etmek zorunda kalırlar; çalışma imkânları kısıtlı olduğu gibi, bazı sağlık personellerinin olumsuz tutumları sebebiyle yeterli tıbbî destek de alamazlar. Bölgede albinoları koruma amaçlı faaliyet yürüten organizasyonlardan biri de Birleşmiş Milletler’dir. Bu kuruluşların çalışmaları sayesinde Malawi’de farkındalık artmış ve ötekileştirme kısmen azalmış olsa da (Birleşmiş Milletler, 2022) kültürel inançların baskın olması, albinizmli Malawililer için hâlâ büyük bir engel oluşturmaktadır.
Albinizmi olan Malawililerden, okulda karşılaştıkları zorluklar sebebiyle yeterli performans gösteremeyen, tahtayı ve üzerinde yazılanları iyi göremediği için sıkıntı yaşayan ve bu yüzden eğitimini tamamlayamayanların sayısı hiç de az değildir.
Kaçırılmalar
Malawi’nin bazı bölgelerinde, albinolu fertlerin vücutlarının kutsal olduğuna inanılır ve uzuvlarının büyücülük ritüellerinde kullanıldığı söylentileri söz konusudur. Bu sebeple, özellikle 2015 yılında, albinizmli insanların kaçırılma vakaları bir hayli çoğalmış ve Birleşmiş Milletler bu kişileri korumak için çalışmalarını arttırmıştır.
Yapılan araştırmalara göre, albino olan Malawililer okula giderken veya okuldan dönerken kaçırılabiliyor ve öldürülebiliyorlardı. Bu korkutucu durum, birçok ailenin çocuklarını okula göndermeye cesaret edememesine ve bazı albinizmli bireylerin eğitimlerini yarıda bırakmalarına neden olmuştur.
Toplumlarda Zihnî ve Fizikî Ayrımcılık
Dünyanın dört bir yanında toplumları ayrı ayrı incelediğimizde, azınlıkta olan grupların fizikî görünüm veya zihnî farklılıklar sebebiyle dışlanmalardan dolayı topluma dâhil olmada sıkıntı çektiğini görürüz. Bu gruplara birçok örnek verilebilir.
Buraya kadar temas edilen hususlardan hareketle, Malawi toplumu, albinizmin bulaşıcı bir hastalık olmayıp genetik bir durum olduğunu ve albinoların yaşadığı rahatsızlıkları yeterince bilmemekte, daha ziyade kültürel inançlar ve söylentiler doğrultusunda hareket etmektedir. Halk, genel olarak albinizm konusunda eğitilmediği ve halkın kendisi de araştırma yapmadığı için, albinizmli fertler yalnızca fizikî görünümleri nedeniyle toplumdan dışlanmaktadır.
Malawi’de durum böyle iken içinde bulunduğumuz toplumlara baktığımızda acaba kimler “albinolu” gibi dışlanmaya maruz kalmaktadır? Dışlanmaya uğrama sebepleri nelerdir? Kültürlerin oluşturduğu dış görünüş ve ideolojik şekillendirmelerle hangi gruplar ötekileştirilmektedir? Türkiye’ye odaklandığımızda, geçmişte yaşanan birtakım hadiselerin toplumda gruplaşmalara yol açtığını ve belli toplum kesimlerinin dışlandığını görürüz. Bu dışlanmalar çoğu zaman fizikî olmaktan çok, ideolojik farklılıklara dayanan zihnî ayrımcılık şeklinde ortaya çıkmaktadır. Peki, onların toplumda eşit muamele görmeleri ve aidiyet sorunu yaşamamaları için neler yapılabilir?
Çözüm Odaklı Hareket Etmek
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri cehaletin asrımızın en önemli üç büyük hastalığından biri olduğu teşhisini yapar. Cehaletin kol gezdiği toplumlarda, karabulutların kaldırılması için en önemli değer ve kazanım eğitimdir. Bu, M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de cehalete getirdiği pratik çözümlerden biridir. İnsanların bilgilendirilmesi ve eğitim yoluyla mücadele edilmesi için de önce her yere ulaşılmalı, toplum içinde revaç bulan geleneksel inançlar, doğruluğu ve yanlışlığı ile sorgulanmalı ve bunları görmekle her ferdin eğitim hakkına ulaşması sağlanmalıdır. Eğer toplumda düşman aranıyor ve mutlaka düşmanlık yapılması gerekiyorsa bu cehalete karşı olmalıdır. Yani aslında cehalet, insanın ve toplumun en büyük düşmanıdır. Bu sebeple iletişim kurarken yüksek duvarlar örmek yerine, uzun masalar kurarak her bireyin toplumda kendini daha rahat ifade edebilmesine zemin hazırlanmalıdır. M. Fethullah Gülen Hocaefendi, “Müsamaha” vurgulu bir sözünde, sinelerde biriken ve hoşgörü olarak ortaya çıkan bu uzun masaları ummanlara benzetir: “Aç herkese açabildiğin kadar sineni, ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül!”
Bize ve Günümüze Bakan Yönü
Toplumlarda oluşan bölünmeler ve problemler Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin de bahsettiği gibi, cehalet, sefalet ve ayrımcılık hastalıklarından kaynaklanır. Bu hastalıklar toplumun sahip olduğu sanat, eğitim ve birlik-beraberlik değerlerini fareler gibi kemirmiştir ve kemirmeye devam etmektedir.
Toplumların ve insanın düşmanı olan bu üç hastalığı tedavi etmek ve bağnazlıklardan kurtulmak için, insanları eğitmek, onları eğitim sisteminin içinde tutmak ve toplumun değerlerine katkıda bulunmalarını sağlayarak, çok okuyarak kendilerini geliştirmelerine imkân sağlamak önemlidir. Bizler kendimizi ve çevremizi eğitmezsek bu hastalıklar topluma ve bu toplumların parçası olan azınlıklara zarar vermeye devam edecektir.
Eğitimli kişiler, içtimai bünyede olumlu münasebetler geliştirir ve sağlıklı toplumlar ortaya çıkarırlar. Eğer bizler de iyi bir nesil bırakmak ve toplumun ahlâkî değerlerini arttırmak istiyorsak, kendimizi ve çevremizi eğitmeliyiz. Ancak böylelikle toplumda “albinolaştırılmış” azınlıkların “Yeni bir Dünya”nın inşasında yeri olur ve kendilerini ifade etme imkânı bulabilirler.
Kaynaklar
1. Kromberg, J. G. (2018): Introduction and historical background. In Albinism in Africa (pp. 1-25). Academic Press.
2. United Nations (2022): International Albinism Awareness Day-13 June. Accessed at 9 December, 2022 from https://www.un.org/en/observances/albinism-day
3. Tambala-Kaliati, T., Adomako, E. B., & Frimpong-Manso, K. (2021): Living with albinism in an African community: exploring the challenges of persons with albinism in Lilongwe District, Malawi. Heliyon, 7(5), e07034.
4. The World Bank (2022): Population, total – Malawi. Accessed at 9 December, 2022 from https://data.worldbank.org/indicator/SP.POP.TOTL?locations=MW
5. Wright C.Y., Norval M., Hertle R.W. (2015): Oculocutaneous albinism in sub-Saharan Africa: adverse sun-associated health effects and photoprotection. Photochem. Photobiol, 91(1):27–32.
6. Bediüzzaman S.N., Hutbe-i Şâmiye (Hutbe-i Şamiye Üzerine; Sadeleştiren ve açıklayan: Aymaz, A.), Şahdamar Yayınları, İstanbul.
7. Gülen, M.F., “Müsamaha”, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, Nil Yayınları, İstanbul 1986.