Erdemli İnsanın Yokluğunda Toplumun Çöküşü

İslam, güzel ahlak üzerine bina edilmiştir. Güzel ahlaka dair sayısız ölçü vazetmiş olan Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Ben, (başka değil, sadece) (iyi), güzel ahlâkı tamamlamak (uygulamak) için gönderildim.[1] buyurmuş ve yaşantısı ile güzel ahlakın nasıl olduğunu göstermiştir.

İnsanı erdemli insan yapan, yani gerçek insanlığın ufkuna yücelten ve yükselten değerlerin bütününe “güzel ahlak” ve böyle bir ahlaka sahip olan insana da “erdemli insan” denir. Üstad Bediüzzaman, hakiki terakkinin erdem sahibi olmakla gerçekleşeceğini, bunun için ise; kalp, sır, ruh, akıl, hayal ve diğer kuvvelerin veriliş gayesine uygun olarak kullanılması gerektiğini belirtir. İslam âlimleri, erdemli olabilmek için iyiyi kötüden ayırmak gerektiğinden, bunun için de aklın kullanılmasının öneminden bahsetmişlerdir. Kısacası erdemli insan, hayatı dengeli yaşayan, ifrat ve tefrite girmeden orta yolu tutan insandır.

This content is restricted. Please subscribe or log in to access full content.

Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapınız ya da abone olunuz.

Abone Ol

Bu yazıyı paylaş