Yoğurt, tarih boyunca hem İslâm kültüründe hem de geleneksel tıpta şifa kaynağı olarak kabul görmüş, günümüzde ise ilmî araştırmalarla desteklenen fonksiyonel bir gıdaya dönüşmüştür. İslâm dünyasının büyük hekimlerinden, 11. yüzyılda yaşamış olan İbn Sînâ, el-Kânûn fi’t-Tıbb adlı eserinde yoğurdu “leben” olarak tanımlar. Ona göre yoğurt; hafızayı güçlendirir, ruh sağlığını destekler, bağırsak hareketlerini düzenler ve sıcak mizaca sahip kişilerde serinletici etki sağlar. Ayrıca balgamı azaltır ve mideyi rahatlatır. Ancak aşırı tüketildiğinde bazı kimselerde baş ağrısı ve diş zayıflığı gibi etkiler oluşturabileceğini de belirtir.
Modern tıp da yoğurdun sağlık üzerindeki etkilerini doğrulamaktadır. İçerdiği probiyotik bakteriler, bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır, bağışıklık sistemini destekler ve laktoz intoleransı (süt şekeri sindirememe) olanlarda rahatlatıcı etki gösterir. Ayrıca, trigliserid (kan yağları) düzeyini düşürerek kalp-damar sağlığını korur, kemik sağlığını destekler.
