Tel Örgüsüz Gökyüzü

Totaliter rejimin mecburi dinlenmeye aldığı veya “nadas zamanı” dediği bir siyasetçiye ait mesaj paylaşımına rastladım sosyal medyada gezinirken. “66 gündür ilk kez gökyüzünü tel örgüsüz gördüğünü” ifade etmekteydi. Normal koğuş avlusunda olan, fakat spor sahasında olmadığından “Tel örgüsüz bir avuç gökyüzü gördüm.” cümlesi, aldı götürdü beni cezaevi hatıralarıma.

“Tiyatronun” üzerinden on gün geçmeden kendimizi gözaltı koğuşunda bulmuştuk. Yeşilçam filmlerinden akılda kalmış olsa gerek; “Güneşi bir daha ne zaman görürüz?” diye düşündüğümüz, “Kaç yıl kalır, ne zaman çıkarız?” hesabı yaptığımız, karabasanı yaşatan günler. Hukukun, yasaların ayaklar altına alındığı, karakola bizim için bırakılan havlu ve giysilerin bile teslim edilmediği, nezarete girdiğimiz elbise ile on gün sonra mahkemeye çıktığımız günler. Akşam saatlerinde başlayan mahkeme sabaha karşı neticelendi ve bir cuma günü sabahında, kendimizi meşhur cezaevinde bulmuş olduk.

This content is restricted. Please subscribe or log in to access full content.

Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapınız ya da abone olunuz.

Abone Ol

Bu yazıyı paylaş