Bir söğüt salkımına
Asılı kalmış düşlerim
Savurur inceden bir rüzgâr
Söken kızıl şafakta
Tan yeri serinliği
Sis bulutu içinde
Kanatlanıp uçurur
Bir zaman ötesine
…
Simurg’a uçan kuşlar safında
Kendime yol alırken
Yedi Vadi’yi geçip
Kaf Dağı’na varınca
Hayret Vadi’si doruğunda
Zümrüt renkli bulutlar
Yağar masal çiçeğine
Açarken baktırır
Bir sınır eşiğinde
…
Çekilir usuldan kalbimin perdesi
Loş bir ışık aydınlatır çehremi
Vakti gelmiş düşlerim
Sabır telinde dizili
Vurur kırık bir mızrap saza
Söylenmemiş ezgiler
Can evimden yakınca
Dokunur
Kaf Dağı’ndan
Bakır rengi bir kanat
Gerçek olur da düşlerim
Kavuşur
Elbet bir gün bana…