Bir gün, eski bir dostla sade bir çay eşliğinde geçmişi konuştuk. Ömrümün yarısından fazlasını içine almış bir yolculuğu anlatıyordum. Çocukluğumdan beri Hizmet hareketinin içinde olduğumu gerek lise gerek üniversite yıllarından itibaren çeşitli vazifeler üstlendiğimi, müdür yardımcılığıyla başlayan yöneticilik sürecimin son durakta bir genel müdürlükle nihayetlendiğini paylaştım. Karşımda sessizce dinleyen dostum lafın arasında birden sordu:
“Peki, hangi görev verildiğinde en çok üzüldün ve ağladın?”
This content is restricted. Please subscribe or log in to access full content.
Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapınız ya da abone olunuz.
Abone Ol