Kaos mu, Düzen mi? – Büyük Patlama –

Büyük Patlama (Big Bang) Teorisi; 1927’de, Belçikalı rahip ve astrofizikçi Georges Lemaitre tarafından öne sürüldü.[i] Lemaitre, bu teoriyi Albert Einstein’ın Genel İzafiyet prensibinin alan denklemlerine, matematiksel bir model uygulayarak öne sürmüştü. 1929’da Edwin Hubble’ın gözlemlerine dayalı veriler, kâinatın genişlediğini teyit ettikten sonra, Lemaitre’nin Büyük Patlama teorisi, Hubble’ın genişleme denklemiyle en büyük desteğini bulmuş oldu. Lemaitre, Hubble ve Einstein’ın öne sürdüğü kâinat modellerine rağmen, Büyük Patlama teorisinin tek rakibi olan Durağan Evren Teorisi, bazı fizikçiler tarafından 30 yıl kabul görmeye devam etti. Durağan Evren Teorisi, kâinatın sonsuz boyutlarda ve her zaman var olduğunu iddia ediyordu. Bu teoriye göre, sonsuz uzay içinde galaksiler ve yıldızlar doğuyor, ölüyor ve kâinat nihayetsiz bir devr-i daim hâlinde devam ediyordu.

Bu teori, 1965’te Arno Penzias ve Robert Wilson isimli radyo astronomların Kozmik Arka Plan Radyasyonunu keşfetmeleriyle[ii] miadını doldurdu ve bilim insanları tarafından halının altına süpürüldü. Günümüzde Büyük Patlama Teorisi’ni sorgulayan bilim insanlarına rastlamak zor, fakat Büyük Patlama’nın nasıl olduğu konusunda ciddi tartışmalara şahit oluyoruz. Aslında “Büyük Patlama” ifadesi astrofizikçilerin hoşlanmadığı bir tabir, çünkü bu ifade akıllarda âdeta bir fişeğin veya dinamit lokumunun patlaması gibi bir senaryoyu çağrıştırıyor. Hâlbuki, Büyük Patlama olarak tanımlanan olay, uzay-zamanın bir anda meydana gelmesi ve korkunç bir hızla genişlemesidir. Fizikçilerin en çok kafasını karıştıran husus şudur: Yapılan modellerde, geriye doğru gidildiğinde, uzay-zaman, Planck sınırı denilen bir limitin altına düşmektedir. Planck sınırı, boyutlara matematiksel bir limit belirler ve bir şeyin hacminin bu limitten daha küçük olamayacağını söyler. Planck uzunluğu (ℓP) 1.616255 (18) × 10−35 m denklemiyle belirlenmiştir.[iii] Bu ne anlama gelmektedir? İçinde bulunduğumuz 92 milyar ışık yılı çapında ve iki trilyon galaksi barındırdığı tahmin edilen kâinatımızın, 13,8 milyar yıl önce, Planck sınırından daha küçük bir mekânın içine sıkıştırılmış olduğu anlamına gelir. İşin daha enteresan tarafı, bu noktada hacim yoktur, sıcaklık ve yoğunluk sonsuz olarak tarif edilir. Büyük Patlama anındaki bu noktaya “tekillik” (singularity) adı verilir. İşte, fizikçilerin işin içinden çıkamadığı nokta budur. Çünkü tekillik kavramının bilinen fizik kanunlarıyla açıklanması mümkün değildir.

[i] “Big bang theory is introduced – 1927”, www.pbs.org/wgbh/aso/databank/entries/dp27bi.html

[ii] “Cosmic Background Microwave Radiation”, www.esa.int/Science_Exploration/Space_Science/Herschel/Cosmic_Microwave_Background_CMB_radiation

[iii] Frank Wilczek, “On Absolute Units, I: Choices”, Physics Today, 2005, 58 (10): 12–13.

Bu yazıyı paylaş