Hicret ve Ağaç

Kestaneyi konuşabilirdik

Kalbim

Narı da öyle

Bir yol tebessüm et

Derde deva

Gülü söyle

Bu fırtına dinmez deme

Neler geçti

Gitmez böyle

Derler ki “kara gün gelir geçer”

Bir kara el buduyor ağaçları

 

Ağaçlar ki

Kalmak için dimdik ayakta

Her güz döker yaprağını

Bahçıvan

O bahçeler ustası

Ayıklar bıkmadan

Gözyaşıyla ıslanan

Kupkuru dalları

 

Bahar

Yani çiçekler vatanı

Bir şehrayindir kuşatır her yanı

Çiçekli dallar

Kalbim

“Öpülen çocuk yüzleri” onlar

Arılar dostu şiirler balı

Ağaçlar

Ağaçlar, âh!

Bayıltır elvan kokusuyla

Kuşları

 

Göğedir

Meyvedir

Yazdır işte

Kurulur tahtına yemyeşil

Huzurdur kolları

Vurunca gün

Yakınca ateş

O sâyeban sultanı

Bir serinlik bağışlar

Denizler olur kucağı

 

Tabureler masalar

Berrak çay bardakları…

Sarar sevinçle ağaçlar

Susamışları

Bunalmışlar üstüne

Usanmışlar üstüne

Solmuş sararmışlar üstüne

Kalbim

Gerdikçe gererler

Gökyüzü boyunca uzanan

Albatros kanatlarını

Ağaçlar

Ağaçlar, âh!

Rengârenk elleriyle bir ömür

Burcu burcu zikrederler Allah’ı

 

İnciri

Zeytini konuşabilirdik

Kalbim

Çınarı da öyle lâkin

Bir kara el buduyor ağaçları

 

Bu yazıyı paylaş