Yusufçuk Böceği

Birçok bilim insanı, uçuş mühendisliğini geliştirecek ipuçları elde etmek için tabiatı, yani tekvinîayetleri, ciddi bir şekilde tetkik etmektedir. Bu maksatla başlattıkları çalışmalardan birinde, yusufçuk böceklerinin mucizevîtasarımını araştırdılar.

Yusufçuklar, Odonata takımı altında tasnif edilmiş böcekleridir. Odonata, dört kanatlı, uzun karınlı ve etçil böcekleri bulunduran bir takımdır. Kompleks yapıdaki gözleri, şaşırtıcı şekilde tasarlanmış, güçlü ve şeffaf çift kanatları ve aerodinamik yapıdaki uzun gövdeleri sayesinde aynı takımdaki diğer böceklerden ayırt edilirler.

Yedi ay kadar ömürleri olan yusufçukların her bir gözünde yaklaşık 24.000 petek göz bulunur. En eski fosilleri 325 milyon yıl öncesine kadar ulaşan yusufçukların günümüzde yaklaşık 3000 türü mevcuttur.

Yusufçuğun bağımsız olarak çırpan kanatları ve vücut yapısı, uçarken çok farklı manevraları yapmasını sağlar. Sabit gibi dururken birden avını yakalar. Avustralya MillîÜniversitesi Görsel Bilim Merkezi’nde çalışmalar yapan Akiko Mizu-tani ve yine Avustralya’da bulunan Savunma, Bilim ve Teknoloji Kurumu’ndan Dr. Javaan Chahl’a göre, yusufçuk; bir algı yanılması oluşturarak hızlı hareketlerini gizlemektedir.[1]

Yusufçuğun dört kanadı, etrafa önemli miktarda hava akımı yaymasını temin eder ve avına saldırırken kendisini dengede tutmak için gerekli şartları sağlar. Bu hava akımı ve yusufçuğun yapabileceği karmaşık manevralar, araştırmacıları hayrete sevk etmektedir. Bir yusufçuk, avına saatte 50 km hızla yaklaşırken bile karmaşık manevralar yapabilir.

Akiko Mizutani’nin gözlemlerine göre, “Avını kovalayan yusufçuklar, savaş pilotlarının sadece hayal edebileceği kompleks manevralarla düşmanlarından gizlenmektedir.” Bu ifade, yusufçukların dünyadaki en çevik ve manevra kabiliyeti en yüksek böceklerden biri olduğu gerçeğini vurgular. Yusufçuklar, çeviklik ve hızlarını tam ihtiyaç duyulduğu şekilde kullanan, çok yetenekli böcekler olarak yaratılmıştır.

Yusufçuğa sonsuz bir ilim, hikmet ve keremle bahşedilen dört kanat, hızını ve çevikliğini sağlar. Bu kanatlar şeffaf, güçlü ve esnektir. Kanat açıklığı 16 cm’ye kadar uzanabilir. Ön ve arka kanat çiftleri farklı şekillerde yaratılmıştır. Teorik ve uygulamalı mekanik profesörü Jane Wang tarafından Cornell Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmaya göre, yusufçuk böceği, ağırlığını desteklemek için hava direncini kullanır. Uçaklar üzerinde yapılan birçok araştırma, uçuş verimliliğini azaltan hava direncini en aza indirmeye odaklanmıştır. Nazenin yusufçuk, gövdesini taşımak için aerodinamik direnci kullanmak üzere ilhama mazhar olur.

Yusufçuktan çok etkilenen Dr. Chahl şunları ifade etmektedir: “Bir yusufçuğun yapabildiklerini taklit eden bir uçağımız olsaydı, o zaman kimsenin sahip olmadığı bir şeye sahip olurduk.”[2]

Savunma sanayinde araştırma yapan bilim insanları, yusufçuktan ilham alarak savaş uçaklarının düşmana fark etmeden yaklaşması ve yüksek manevra kabiliyeti gibi konularda araştırmalar yapmaktadır. Bu böceklerin uçuş kontrol özelliklerinin, yeni uçaklarda ve helikopterlerde uygulanabileceğine inanan bilim insanları, bunun için son derece girift bir tasarıma ihtiyaç olduğunun farkındadır. Westland Aircraft Company tarafından tasarlanan ilk helikopterin adının “Dragonfly” (Yusufçuk) olması tesadüf değildir. İlk helikopter, yusufçuk böceğinin kaba ve basit bir taklidi olarak üretilmiştir.

Bütün bu gözlemler ve tespitler sadece teknolojik bilgi birikimimizi artırmakla kalmıyor, tekvinîayetlerin merak ve hakikat aşkıyla okunmasıyla marifetullah ve muhabbetullaha da vesile oluyor.

“Evet, bir sineğin küçücük cismi, kâinatın ekser anâsır (unsurları) ve esbabı (sebepleri) ile alâkadardır, belki bir hülâsasıdır. Eğer Kadîr-i Ezelî’ye verilmezse, o esbab-ı maddiye onun vücudu yanında bizzat hazır bulunmak lâzım; belki onun küçücük cismine girmek gerektir. Belki cisminin küçük bir numunesi olan gözündeki bir hüceyresine girmeleri icab ediyor. Çünkü sebep maddî ise müsebbebin (sebebin sonucunun) yanında ve içinde bulunması lâzım geliyor. Şu halde, iki sineğin iğne ucu gibi parmakları yerleşmeyen o hüceyrecikte erkân-ı âlem ve anâsır ve tabâyiin (bütün elementler ve maddîsebepler), maddeten içinde bulunup usta gibi içinde çalıştıklarını kabul etmek lâzım geliyor.”[3]

Kaynak: “Slender But Strong Dragonflies”,The Fountain, Sayı 117, Mayıs-Haziran 2017.

Dipnotlar

[1]www.news.cornell.edu/stories/Feb06.

[2]www.abc.net.au/news/stories.

[3]Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 223.

Bu yazıyı paylaş