Yaz dostum
Silinen güneş renkli hayallerimizi
Meriç’te kararan hayatlarımızı
Bölündükçe çoğalan aşklarımızı
Ayrılırken kalkmayan ellerimizi
Sallanamayan mendillerimizi
Yaz dostum
Daha sözüm var âleme
Bitmedi diyeceklerim zalime
Dinlemiyorlar deme
Duyan var içindeki sessiz çığlıklarını
Gören var görmezden
gelindiğin yerde mutlak
Yaz dostum
Yaz ki uçup gitmesin söylediklerin
Yaz ki yükselsin bin dil olup yüce dergâha
Yaz ki devrilsin masum hayatları deviren bu devir
Yaz dostum yaz
Sürüm sürüm haysiyet derbeder onur
Bu çağ ifrit yangınları büyütür ocaklarımızda,
Ama her derde çare bulunur unutma
Sabrı tahsil ile mümkün Eyyüb olmak
Ne hükmü var Hak katında mensubiyetin
Sorulmuyor “yevme lâ yenfeu” da bu sual
Yıkıldı bu izmler sessizlik içinde dün
Şimdi yeni şeyler söyle uyutmasın beni
Sabahı aydınlatan güneş gibi olsun güftelerin
Ne olur! Artık sustur şu çalan şarkıyı
Doğruysan çalışkansan neden derbeder bu nesil
Bir hatır üstüne işlenecek neyimiz kaldı
Her hâli uyumsuz bu mavalın
Keşkeler harman oldu bizim obada
İman etti mi menfaate bir çoban
Kurt kuzuya dünür gider akşamdan
Amma! Bunu da yaz
Hallenirsen kutlu hayallerin deminde
Saplar güneş mızrağını
simsiyah bulutların kara bağrına
Çekilir sisi Akdeniz’in o zaman
Ya sen kadar yeşerir her mevsim
Ya ben gibi dağılır temmuz
Göçten döner nazlı turnalar akın akın
Sahile vurmaz masum bedenler artık
Ve meltem değse üşüyen ben
Zemheride yorgansız sabahlarım
Soğuk kaldırım üstünde,
Artık bir yanım yaramaz çocuklar gibi
Halay çeker horon teperim
Her yanı kırılgan hayaller üstünde
İşte o zaman
Vakit kaybolur, umarsız ve gizli
Hani sessiz sözcükler gibi
Gece kaybolur, uykusuz ve sisli
Uyanır erkenden seher kuşları
Şehrin üstünde bir yeni gün açar
Kalır renk renk düşler, kaybolur gece
Ve artık vakit tamamdır
Damar damar çekilir kanı gecenin
Kahırla höykürür yalnızlaşan efkâr
Zırlar bağrını döve döve karanlık
Ne çok yorgun sevinçler yaşarız biz o gün
Çözülür dili sessiz şeytanların
Avare kalır fitne ve fesat
Kemirir tırnaklarını haset
Yaz dostum, yaz…