Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Hud’a’nın parlattığı meşaleden mızraklar
Tâ devr-i risâletten mayalandı havsalan
Fâtih-i Mekke (sav) altında ak kısraklar
Ak yolundan mülhem hamlene misal kâmet-i bâlân
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Kudüs, İskenderiye fâtihi Amr bin Âs
Ne sadağında ok idi silahın ne kolunda kas
Tatlı dil suya indirdi yelkenleri, uyandı nâs
Emîrü’l-mü’minîn timsali idin, sana iltifatı has
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Top çevkânları yoktur, muhabbet fedaileri
Keskin kılıçları ise lâl ü güher dilleri
Yaşatma idealine kilitli mangal yürekleri
Savaşları dindirir rikkatten çağlayan gözleri
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Gözleri hep ileride, gönüllerinde safa
Gizli yürürler Hakk’a, usulleri daim hafâ
İtkân üzredir işleri, zarafet bîhemtâ
Sükûtîlik hükümfermâ daim, halleri ihfâ
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Işık süvarileri atılır çelik mızrak dişli duhâna
Karanlıkla savaşta kalkanı nasrullah!
Nusret ve inayet dolu gümüşten kabzalarda
Çelik zırhları ise sikâ ufkunda hasbiyallâh
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Heyhât fenâ fi’l-muhabbet sensin durumun şudur
Kâinatın İftihar Tablosu (sav) buyurur:
Kıyamet kopacak, bilsen elindeki fidanı dik
Bir gönlün dahî fenâfillahına çırpınır durur
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Asla vazgeçemeyiz iman kurtarmaktan
İçinde insafı yanan insanlığa insaf sıkarız
Karanlık galebe çalsa da zahirde asla caymayız
Açılır gözleri kapkaranlık hoyratlıktan
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Taş atana gül âşıkları muhabbetle gamzede
Cilvesine yok tahammül… eyler bizi gamzede
Yırt artık perdeleri eyle bizi mest-i mahmur
Kebâb sîneler sermest-i câm-ı aşk oldu bu kertede
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü
Muhabbet fedaileri bir avuç hâlis mümin
Eleklerden süzülmüş bir avuç kalburüstü saf
Onlara şahit arş ve onlara minnettar zemin
Ard-ı beyd’a vaadleri ardında Cebel-i Kâf
Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü