Ağyar hapsinden artık firardayım
Onsuzluğa artık baş kaldırdım
Hasretin pek yakıcıymış ki yandım
Yâre uzaklıktanmış marazlarım
Maddenin katı yüzünden kurtuldum
Eşya, füsunkar bir tablo şu anda
Sanatkarın sanatına vuruldum
Sanki, ışıklar yağıyor dört bir yanda
Ey Gerçek Sevgili, Sonsuz Yâr
Bildim, gerçek aşk Sen’mişsin meğerse
Sinemde artık kalmadı ağyar
Ancak zormuş kabul ettirmek bunu nefse
Sonsuzluk tadı Ondanmış şüphesiz
Zaten âlem kendinden olamaz ki daimî
Etraf adeta kapkaranlık Sensiz
Mevcut gölge, ama Hakk’ın Vücudu hakiki
İşin esası ruh ve mânâdaymış
Onu maddede arayan yanılmış
Aşıklar Maşukuna doyamazmış
Yâr deyip dere tepe dolanırmış
Can gözüne mânâlar göz kırpıyor
Gönül yamaçları artık safi, billur
Duygularsa solmuyor, pörsümüyor
Aralıyor perdelerini Hazreti Nur