
Gölgeden Nura
Gölge; psikolojiden sanata, tasavvuftan felsefeye kadar birçok alanda karşımıza çıkan, içinde derin mânâları barındıran bir mefhum ve metafor olagelmiştir. Fizikte, “aydınlatılmış bir nesnenin arkasında oluşan
Gölge; psikolojiden sanata, tasavvuftan felsefeye kadar birçok alanda karşımıza çıkan, içinde derin mânâları barındıran bir mefhum ve metafor olagelmiştir. Fizikte, “aydınlatılmış bir nesnenin arkasında oluşan
Dünden bugüne gerek Müslüman âlimler gerekse Batılı İslam araştırmacıları tecerrüt kavramına farklı mânâlar yüklemişlerdir. İslam literatüründe mühim bir yere sahip olan bu mefhum, her kesimden
Mesleği öğretmenlik olan bir baba, evlerinin salonunda, 10. sınıfa giden oğlunun matematik ve 6. sınıf öğrencisi kızının coğrafya derslerine yardımcı oluyordu. Bu arada anne, bahçeyi
Kur’ân-ı Kerim, Hazreti Şuayb’ın (aleyhisselâm) kızı, Firavun’un zevcesi Hazreti Asiye gibi mümtaz kadınların ferasetini mevzubahis yapar. Bu yönleriyle âyetler, ilahî hikmetle kadın fıtratına derç edilmiş
Ayna, edebiyat, kelam ve tasavvuf metinlerinde sık kullanılan bir metafordur. İnsan ve latifeleri, kâinat ve içindeki küçük büyük her şey, Allah’ın (celle celâluhu) isim ve
Ağyar hapsinden artık firardayım Onsuzluğa artık baş kaldırdım Hasretin pek yakıcıymış ki yandım Yâre uzaklıktanmış marazlarım Maddenin katı yüzünden kurtuldum Eşya, füsunkar bir tablo şu
Deizm, eski Yunan filozoflarının miras bıraktığı akımlardan birisidir. Aristo’yla başlayan bu düşünce, heveslerine tabi olup istedikleri gibi yaşamak isteten, kulluk ve itaatten hoşlanmayanlara cazip gelmektedir.
İnsanın fıtratında mündemiç olan mânâlandırma istidadı, hayatında önemli bir yer tutar. İnsan bu istidadıyla mevcudatı anlamlandırmaya çalışır; ilminin derinliği nispetinde eşya ve hadiselerin ilettiği mesajları
Son yıllarda deizmin bir virüs salgını gibi yaygınlaştığı görülüyor. Yaratıcının varlığını inkâr etmeyip O’nun iradesini, vahyi, nübüvveti ve dini kabul etmeme manasına gelen deizm, doğrudan
Herhangi bir sanat eseri, sanatkârın duygu, düşünce ve inanç dünyasının, ruh güzelliğinin yansımasından ibarettir. Mevlana’nın ifadesiyle, testinin içindekinin dışarıya sızmasıdır. Bu durum neredeyse bütün sanat
Ebediyete meftun olarak yaratılan insanoğlu, var olduğu günden bu yana hep sonsuzluğun peşine düşmüştür. Sırtını semavî ve nebevî hakikatlere, manalara ve nurlara döndüğü günden bu
Bir metnin yorumlanmasında ve metne dair mânâ inşasında, yazar mı, okur mu, yoksa metin mi öncelikle ele alınmalıdır? Bu soru, Batı yorumbilimini uzun bir süredir