Her Şeyi Anlatacağım Anne!
Adım Nurefşan. Birkaç gün öncesine kadar henüz dokuz yaşlarında bir kız çocuğuydum. Yaşıtlarım, sokakta renkli, allı pullu bebeklerle oynarken, ben o küçücük yaşımda, suyun üstüne
Adım Nurefşan. Birkaç gün öncesine kadar henüz dokuz yaşlarında bir kız çocuğuydum. Yaşıtlarım, sokakta renkli, allı pullu bebeklerle oynarken, ben o küçücük yaşımda, suyun üstüne
Adı Nurefşan, iki kanat taktılar iki yanına; Meriç’in rengine boyadılar masum yüzünü. Mahrum bıraktılar küçücük yaşında anadan, babadan ve vatandan… Daha anlam veremeden dünyaya, ellerini
Gözlerinden yaşama sevinci çalınmış çocukların; Bakışları öksüz, Bakışları puslu ve yetim… Lal kesilmiş diller, sağır olmuş kulaklar ve âmâ gözler; Anlamaz ki o bakışlardan!
Memleketi bir bir geçiyordu kadınlar, yolda düşenleri hatırlayıp ayak izlerine basmıyor, aynı ağacın altında dinlenmiyor, aynı pınardan su içmiyorlardı; ki onlar gibi bu yolculuk bir
Mahzun kalpli bütün annelere ithaf olunur. Söz dinler mi yürekleri, yara almış anaların; Şehidine tanık olmuş yaslı hudut boylarında? Dalga dalga Meriçlerin, gürül gürül Tunaların…