Her sabah güneşin doğuşuyla, gökyüzü tuvaline turuncular, pembeler, sarılar saçılır. Sonra sır dolu parıltılar ve ışık gösterileri görünür ufukta. Yapraklara uzanan ışık huzmeleri, yeşilin türlü tonlarıyla buluşur. Çiçekler, renk renk, desen desen boy göstermeye başlarlar. Bir cennet kuşu rengârenk, görkemli kanatlarını, bir tavus kuşu göz göz desenlerle süslenmiş kuyruğunu açar. Hayranlık uyandıran renk cümbüşleri eşliğinde, eşsiz sanat harikaları arz-ı endam eder yeryüzü meşherinde.
İşte biz insanlar, çevremizde böylesi hüsn-ü sanatla sergilenen görüntüler âlemi ile karşı karşıya bulunuyoruz. Her an yepyeni bir kâinat seriliyor gözlerimizin önüne ve mevcudatı, şekilden şekle, renkten renge bürünür halde seyrediyoruz. Peki ya diğer canlılar? Onlar dünyayı nasıl görüyorlar acaba? Renkleri, şekilleri, aydınlık ve karanlığı nasıl algılıyorlar?
Canlı türlerinin farklılığı kadar, onlara lütfedilen görme sistemleri de çeşitlilik arz eder. Gizli açık her şeyi kemâl mânâda gören Basîr Rabbimiz, masnuatına da kendi dünyalarına açılan apayrı pencereler ihsan etmiştir. Denizin derinlerinde yaşayan balık ile toprağın altında yaşayan solucanın ışığa karşı algıları farklıdır. Her canlının kendisine bahşedilen göz yapısı, görme mekanizması ve ışık uyaranlarına ait verileri beyinde işleme sistemine göre, çevresini farklı şekilde görür. Mesela bizim gözlerimizde kırmızı, yeşil ve mavi ışığı algılama özelliğine sahip pigmentleri taşıyan üç fotoreseptör (ışık alıcı) bulunur ve bunlarla 10 milyon farklı tondaki rengi ayırt edebiliriz. Bizim görüşümüz, gözlerinde sadece yeşil ve mavi reseptör taşıyan köpeklerle karşılaştırıldığında daha iyi olmakla birlikte, dört fotoreseptörü (ultraviyole, kırmızı, yeşil ve mavi) olan bazı kuşlara nazaran oldukça zayıf kalır. Kelebeklerin, kendilerine ultraviyole (UV) görüşü ve benzer iki rengi ayırt edebilme hususiyeti sağlayan beş fotoreseptörü varken ahtapotların renk görüşü olmamakla birlikte, polarize ışığı algılayabilme kabiliyetleri bulunur.[1]
Hayvanlar âleminin en kompleks gözlü canlısı olarak dünya rekoruna sahip Mantis karidesinin (Odontodactylus scyllarus) gözleri, akıllara durgunluk veren hususiyetlerle donatılmıştır. Karides sadece görünür ışığı değil, aynı zamanda bizim göremediğimiz ultraviyole ışınlarını ve polarize ışığı da görebilir. Sap şeklinde, ayrı kaideler üzerinde yerleştirilmiş olan her bir gözü, diğerinden bağımsız olarak hareketli projektörler gibi her yöne dönebildiğinden, gözleri en hareketli hayvan kabul edilir. Bunun da ötesinde tek bir gözü ile üç boyutlu görebilir ve derinliği kolaylıkla algılayabilir. Bizler ise ancak iki gözümüzle bu işi yapabiliriz.
Rekortmen Kompleks Gözler
Mantis karidesinin gergef gibi işlenmiş, arı peteğine benzeyen gözlerinden birisi. Ortadaki bant, gözü farklı görüş fonksiyonu için ikiye böler ve her bir sıradaki ışık alıcıların vazifesi farklıdır.
Mantis karidesinin gözlerinde, her biri derin ultraviyole ile kırmızı ötesi ışık arasında değişen dar bir dalga boyu bölgesini algılayan 12 farklı fotoreseptör bulunur.[2] Bu da canlının, ışık tayfının 300–720 nanometre dalga boyları arasındaki görüntüler âlemine açılması anlamına gelir. Genellikle tropikal ve ılıman bölge sularında yaşayan Mantis karidesi en fazla sayıda fotoreseptör taşıyan hayvan olarak bilinir. (Bazı türlerinin 16 ile 21 çeşit reseptörü vardır). Bu sebeple hem renkleri hem de ultraviyole ışığı algılayabilir.
Mantis karidesinin gözleri, birçok böcek türünde olduğu gibi, petek veya bileşik göz dediğimiz tipte olup ommatidium adı verilen çubuk şeklindeki binlerce basit gözcüğün bir araya gelmesiyle yapılmıştır. “Basit göz” olarak isimlendirilen fakat aslında basitlikle alakası olmayan her bir basit göz; kornea, kristal koni, iris hücreleri bir dizi fotoreseptör hücresi, destek hücreleri ve koyu renkte pigment hücrelerinden yapılmıştır.
Petek gözü meydana getiren binlerce gözcükten (ommatidium) bir tanesi.
Cornea (facet): Kornea (saydam katman)
Crystalline cone: Kristal koni
Upper iris cells: Üst iris hücreleri
Matrix cells of cornea: Korneanın matriks hücreleri
Lower iris cells: Alt iris hücreleri
Sensory cells: Algılayıcı hücreler
Rhabdom: Optik hat
Axons (form optic nerves): Aksonlar (optik sinirleri oluştururlar)
Topuz şeklindeki petek gözler, farklı tipte basit gözcük gruplarından yapılmış bir bantla ortasından ikiye bölünerek dorsal (sırt) ve ventral (karın) iki yarım küreye ayrılmıştır. Orta kısımda yer alan bu bandı teşkil eden altı ayrı sıra şeklindeki basit gözcüklerin her biri, farklı fonksiyonlara sahiptir ve belirli ışık dalga boylarını veya polarize ışığı algılayabilecek şekilde teçhiz edilmiştir. İlk dört sıra, bizim de algılayabildiğimiz görünen ışığı ve ultraviyoleyi algılar. Hatta her sıradaki reseptör farklı olduğundan, karides çok iyi bir ultraviyole görüşüne sahiptir. Son iki sıradaki basit gözcükler ise daire şeklinde veya düz olarak yayılan polarize ışığın algılanmasına vesile olur. Orta kuşağından geçen basit gözcüklerin ikiye ayırdığı alt ve üst kısımlardaki basit gözcüklerin her bir sırası, farklı dalga boylarındaki ışığa hassas yaratılmıştır.
Mantisin görüntüyü algılama sistemi ile ilgili incelemeler yapan bir araştırma ekibi, her bir gözü taşıyan kaidenin (sapın) içine yerleştirilmiş olan böbrek şeklinde bir sinir hücresi bloğu keşfetti ve çalışmalarını bu yapıya odakladı.[3] Bu özel bloğun, beynin diğer kısımları ile yaptığı bağlantıları incelediler. Böbrek şeklindeki bloğun, beynin “lobula” adı verilen bir görsel merkeziyle önemli bir bağlantısı olduğunu tespit ettiler. Arizona Üniversitesinden sinirbilimci Nicholas Strausfeld, bu blok ve beyin sayesinde yapılan kompleks bağlantıların, mantis karidesinin yüksek seviyede görsel veri depolamasını sağlayabileceğini ifade etti.
Karidesin beynindeki görüntü işleme merkezinin muhteşem yapısını henüz tam olarak anlayabilmiş değiliz.
Mekanizmanın detaylarının ortaya çıkması ve modellenmesi ile üretilebilecek nano yapıların, kanserin erken teşhisinde ve farklı görüntüleme tekniklerinin geliştirilmesinde önemli ufuklar açabileceği düşünülüyor. Mantis karidesinin görme mekanizmasının bu olağanüstü donanımı, bir yandan muhteşem varoluş sırrının, evrim anlayışındaki rastgele mutasyonlara dayandırılamayacağını ilan ederken, diğer yandan da akıllara şu soruyu getiriyor: “Su altı dünyasında yaşayan küçük bir canlıya bu kadar kompleks gözler lütfedilmesinin hikmetleri neler olabilir?”
Yapılan araştırmalar, sıra dışı göz yapılarının, canlının görme fiili yanında hem türler arasında hem de tür içinde, özellikle karmaşık iletişim sistemlerinde rol oynadığına işaret etmektedir. Kelebekler gibi mantis karideslerinin vücutlarında da çok çeşitli renkler ve desenler vardır. Ayrıca çoğu türü, dünyanın en renkli ortamları olan mercan resiflerinde yaşar. Yani canlının hem gövdesi hem de habitatı, renk ve desen zenginliği ile dikkat çeker ve harikulade gözler devamlı bu çeşitlilik ile muhataptır. Aynı zamanda bu avcı karidesler, risklerle dolu bir ortamda yaşadığından etkili bir renk tanıma kabiliyetine sahip olmaları, hayatta kalmaları için kritik bir rol oynayabilir. Bu noktada bazı bilim insanları, canlının değişen ışık şartları altında, benzerlerinden gelen renk sinyalleri hakkında güvenilir ve hızlı kararlar vermek için renk algılarını kullandıklarını iddia etmektedir.
İsabetli ilmî çalışmalar arttıkça, bu küçük sanat eserinin bütün şuur sahiplerinin nazarlarına arz ettiği mânâlar dışında, başka hikmetlere de kapı aralanabilecektir. Rabbimiz farklı cihazlarla donattığı her bir mahlûkunu, ilahî isimlerini ilan eden mektuplar olarak sergilemektedir. Mantis karidesindeki gibi, Basîr ismi bir yusufçukta tezahür ederek ona dünyaya açılan 24 bin gözcük ihsan eder; bir solucanın gözlerine ise ışığı ve yönünü algılayabilen, ışığa duyarlı hücreler lütfeder. Bir yengece uzun duyargaları üzerinde periskop gibi gözler lütfederken, bir dört göz balığının gözlerinin ortasına yerleştirdiği perde ile gözleri hem havayı hem de su altını görebilecek şekilde böler. Kartallara kilometrelerce uzaklıktaki avına odaklanabilen keskin teleskobik gözler ikram ederken, okyanusun karanlıklarında yaşayan kabuklu Gigantocypris’in her bir gözüne bir çift parabolik ayna yerleştirir.[4] Bütün bunlarla da biz insanlar için şükrüne hakkıyla eda edemeyeceğimiz ihtişamlı tefekkür sahneleri sergiler.
“O Allah ki sizin için işitme duyusu, gözler ve (kalblerinizin merkezinde) iç idrak lâtifeleri var etti. Onun nimetleri karşısında ne kadar da az şükrediyorsunuz!” (Mu’minûn, 23/78).
Dipnotlar
[1] phys.org/news/2013-09-mantis-shrimp-world-eyesbut.html
[2] The World’s Fastest Punch: How It Works Book of Amazing Animals, Imagine Publishing Ltd. 2012.
[3] www.sciencealert.com/now-we-know-how-the-mantis-shrimp-s-tiny-brain-processes-such-amazing-vision
[4] www.britannica.com/animal/Gigantocypris