İnsan vücudunun günlük hayatta en çok iş gören kısımlarından olan ellerin iş yapması, tutması, kavraması, hatta aklımızdan geçenleri yapabilmesi, mucizevî bir şekilde takdir edilmiş parmakların yapısıyla ilişkilidir. İnsan eli, her yönü ile muhteşem bir tasarıma ve dolayısıyla da çok fazla fonksiyona sahiptir. Kullanılan âletlerle sayıları akıl almayacak kadar büyük boyutlara ulaşan bu fonksiyonlar, parmakların mükemmel yaratılışlarıyla mümkün olmaktadır. Kemik, kas, tendon, sinir ve eklemlerle muhteşem bir mekanik sistem teşkil eden el parmaklarının aksine, genellikle çoraplar ve ayakkabılarla gizlenmiş ayak parmaklarının vazifeleri çok dikkat çekmez. Ayak parmakları sadece ayak yapısı için değil, bütün vücut için gereklidir ve kusursuz yaratılmıştır. Vücudun küçük kemiklerinden oluşan ayak parmaklarının önemini birçok kişi düşünmeyebilir.
Vücudumuzun en küçük bir parçasının bile sayısız hikmetlerle donatılmış sanatlı yapılar olduğu inkâr edilemez bir gerçektir: Üstad Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, “… görünüyor ki; şu âlemde tasarruf eden Zât, nihayetsiz bir hikmetle iş görüyor. Ona bürhân mı istersin? Her şeyde maslahat ve faydalara riayet etmesidir. Görmüyor musun ki: İnsanda bütün âzâ, kemikler ve damarlarda, hattâ bedenin hüceyratında, her yerinde, her cüzünde faydalar ve hikmetlerin gözetilmesi, hattâ bazı âzâsı, bir ağacın ne kadar meyveleri varsa, o derece o uzva hikmetler ve faydalar takması gösteriyor ki; nihayetsiz bir hikmet eliyle iş görülüyor. Hem her şeyin sanatında nihayet derecede intizam bulunması gösterir ki, nihayetsiz bir hikmet ile iş görülüyor.”[i]
[i] Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 70–71.