Hayat

Hayat ilahî nimet, kulluk şükrü ifade;
O’nun takdiri kadar kul eder istifade.

Zaman zaman yokuşlu, çile yüklüdür hayat;
Bazen cennet nakışlı güzellikler mükâfat.

Yolcuların kaderi güçlüklerle imtihan,
Gün gece sarmalında akıp geçmekte zaman.

Yolda ruhlara azık; iman, sabır, şevk gerek;
Ubûdet şuurunu ruhunda hissederek.

Azıksız çıkanlara her şey çetin ve yaman,
Bir poyraz esintisi âdeta tipi boran.

Kimi yüce dağ gibi başı duman, bulutlu;
Seçilmişlere yollar hep öteler buutlu.

Engeller var elbette, hak yol oldukça zorlu;
Çileler nispetinde mukaddes, âli, nurlu.

Kadrini bilen için bereketli bir süreç,
Sona erecek bir gün, her gelen gider er geç.

İhsan kulluk sanatı, açar sır perdesini;
Sahib-i kâinatın muhteşem müjdesini.

Sırrına eren bilir, dermanı içinde dert;
Merhamet, şiârıdır; Ganî Mevlamız cömert.

Çekilen derde göre mükâfatı çok fazla,
Binler veriyor bire, karşılık vermez azla.

Harekettir bu hayat, Rab’den kula atiyye;
Aşkla döner kâinat, şevktir ona matiyye.

Mârifet bu meydanda hâlis kul olabilmek,
Her anını hayırda dokuyup ilmek ilmek.

Hedefe varılamaz gayretsiz ve yüreksiz;
Kervan himmetle yürür, aşılmaz yol emeksiz.

Bitmeyen bir sonsuzluk bekliyor az ilerde,
Kendi öz emeğinden başka fayda yok ferde.

Yollar yürümek için, sen kalbini ferah tut;
Korur yolun Sahibi göndererek bir bulut.

Yolcuları gözetir Kendine adım atan,
Kullara da sevdirir razı ise Yaradan.

İnsan bir yolculukta hayat perdelerinde;
Dinlenmek kadar kısa ağaç gölgelerinde.

Güz rüzgârları eser ömrün son nefesinde,
Ruh özgür olmak ister, durmaz ten kafesinde.

Duamız önce iman, mârifet ve muhabbet;
İstikâmette ömür, sonra hüsn-ü âkıbet

Bu yazıyı paylaş