İnançlar arası diyalog, 1990’lardan bu yana, Fethullah Gülen’in öncelik verdiği bir mesele hâline gelmiştir. 1996’da Patrik I. Bartholomeos ve 1998’de Papa II. John Paul’le görüşen, ayrıca Yahudi ve Ermeni temsilcilerle bir araya gelen Gülen, “İslamcı” çevrelerin ve Diyanet’in eleştiri ve kınamalarına mârûz kalmıştır. Fethullah Gülen’e göre İslam, önceki bütün semavî dinleri tanımakta ve hatta bütün dinlerin temeldeki birliğini teyit etmektedir.[1]
Bu ortak kanaatler; diyalog, iş birliği ve kişisel dostluklar yoluyla tecrübe edilebilir ve hayata geçirilebilir. Almanya’da ve diğer Batı ülkelerinde Hizmet Hareketi’ne mensup olan ve Fethullah Gülen’den ilham alan kişi ve kuruluşlar, örnek bir dayanışma ve bütün toplum için değerli olan bir bağlılık sergilemektedir. Bu sebeple Michael Blume’un şu tespitine katılıyorum: “21. yüzyılın başında, Gülen Hareketi’nin dünyadaki en aktif İslamîhareket ve dinler arası aktörlerden biri olduğuna dair şüphe yoktur.”[2]
Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapın ya da abone ol
Abone Ol