Kalb-Beyin Ekseni

Vücudun komuta merkezi hangi organdır sorusuna çoğu insan hiç düşünmeden “beynimiz” cevabını verir. Fakat son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalar, vücudumuzdaki farklı merkezlerde de bazı düzenleyici direktiflerin üretildiğini ve bu alt birimlerin de beyinle yakın münasebet içinde olduğunu gösteriyor. Mesela bağırsak ve akciğerlerde yaklaşık 20 bölgede yerleşmiş olan %95’i faydalı mikroplardan oluşan 2 kg kadar ağırlığa sahip “mikrobiyota” artık ayrı bir organ gibi görülüyor. Mikrobiyotadaki bozulmanın birçok hastalığa sebep olduğu; bağırsakların beyinle karşılıklı haberleştiği ileri sürülüyor. Bu yüzden bağırsaklara “ikinci beynimiz” diyen bilim insanları var. Kalbimizin sadece basit bir kan pompası değil, çok daha kompleks, insanı hayrete düşüren özelliklere sahip bir organ olduğunu hatta içinde mini bir beyin taşıdığını söyleyen bilim insanları da mevcut. Bir de beynimizin komutanı konumunda olan ruhumuz ve komuta merkezi olarak manevî kalbimiz var. Ruhu piyaniste, beyni piyanoya benzetirsek ruh ve beynin fonksiyonu olarak meydana gelen yürümek, uyumak, yemek-içmek, koşmak, yorulmak, hissetmek, hoşlanmak, sevmek ve tatmak gibi fonksiyonlara da birer müzik parçası diyebiliriz. Bu parçaların icrası için gerekli enerjinin aktif edilmesi olarak tezahür eden hayatî unsura “can” deniyor, ama can nerede? Hücrelerde mi, hücre zarında mı, hücre çekirdeğinde mi, beyinde mi, kalbde mi, yoksa karaciğerde mi? Tam olarak bilinmiyor.

            Bedenin kalbi olduğu gibi, ruhumuzun da “akıl ve vicdan” olarak tanımlanan iki bölümden yapılmış bir kalbinin olduğunu mantıklı düşünen herkes kabul ediyor. Zira göremediği için ruhu inkâr eden, insanı sadece et ve kemikten ibaret bir varlık tasavvur edenlerden hiçbiri, akılsız ve vicdansız olduğunu kabul etmiyor. Kısacası insan; beyin, bağırsak, kalb, mide ve pankreasın yanı sıra ruhuyla, akıl ve vicdandan oluşan manevî kalbiyle, nefis, irade ve duygularıyla, maddî ve manevî yönleriyle çok girift bir varlıktır. Bu yüzden yapılan bunca çalışmaya rağmen insanın sırrı tam çözülebilmiş değildir. Bugün bile en çok tartışılan konulardan biri, “Beyin mi kalbe, kalb mi beyne hükmediyor?” sorusudur. Kalbi sadece kaslardan ibaret olan, vücuda mekanik bir şekilde kan pompalayan bir organ olarak kabul edenler, beyin tarafından yönetiliyoruz derken; akıl ve vicdandan oluşan bir manevî kalbimiz daha var diyenler, karar vermemizde esas komutanın ruh olduğunu kabul ediyorlar.

This content is restricted. Please subscribe or log in to access full content.

Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapın ya da abone ol

Abone Ol

Bu yazıyı paylaş