Yırtılacak peçesi karanlık gecelerin
Şafağına az kaldı apaydınlık günlerin
Rahmet yüklü bulutlar dünyayı sulayacak
Yerlerde sürünenler yeniden doğrulacak
Ayağa kalk yiğidim şâd olsun ağlayanlar
İnkisar yaşamasın hasretinle yananlar
Tarihe nice soylu zaferler kaydettirdin
Hakkı tutup kaldırdın insanlık bu dedirttin
Boz bulanık sel oldun önünde durulmayan
Dağ gibi heybetliydin yılmayan yıkılmayan
Son nefesi vermeden bayrağı düşürmedin
Âlemi güldürmeden gülmeyi düşünmedin
Dağların şahikası çöllerde vaha oldun
Allah’ın yardımıyla tuzaklardan kurtuldun
Irzını namusunu namahreme satmadın
Hakkın olmayan şeye elini uzatmadın
Fersah fersah uzaktın satılmış paryalardan
Vicdanları kapkara gezen korkuluklardan
Kutsî bir selâm aldın çağların ötesinden
Hasretle iştiyakla bahsediyordu senden
Vicdanını pak eyle ruhunu kanatlandır
Vefayla, sadakatle ümidini şahlandır
Tertemiz yüreğinde ummanlar coşup dursun
Kaybettiği huzuru insanlık sende bulsun
Kalbinde yer olmasın saraylara köşklere
Ruhunu esir etme yalancı cennetlere
Kararlı duruşunla zalim hizaya gelsin
Bütün putlar, totemler kılıcınla devrilsin
Misk ü amber gibidir hem kanın hem de terin
Huzur kaynağı olur yemyeşil sahillerin
Bu dünyada payına yanıp kavrulmak düştü
Aylarca senelerce zindanda kalmak düştü
Vefalı olmasa da yerdeki talihsizler
Yaranı sarmak için iner gökten melekler
İşkenceyle canına kastedenlere karşı
İhtizaza gelerek titrer Rahman’ın arşı
Kimi zaman denizler kimi zaman nehirler
Seni bizden koparıp geriye vermediler
Sen heybende nurlarla Hak için yollardaydın
Her türlü meşakkate, sıkıntıya katlandın
Evim barkım diyerek bakmamıştın ardına
Her şeyinden vazgeçtin, bağışladın yurduna
Zulmedenler hor hakir görseler de cüsseni
Misafir etmek için cennet bekliyor seni
Veda etmeden göçtün, kor düştü yüreklere
Hazan yelleri vurdu tomurcukken güllere
Vatan için yaşadın, doldurmadın keseni
Karşında selam durup yâd eder tarih seni
Sırtımda kambur gibi zehir olan günlerim
Akrebin kıskacında can verir gecelerim
Bir gurbet köşesinde yine düştün yâdıma
Kalemim şâhit oldu yazarak feryadıma
Pamuktan ipe döndü inceldikçe gönüller
Ruhuna bağışladık Fatihalar, Yasinler
Yırtılacak peçesi karanlık gecelerin
Şafağına az kaldı apaydınlık günlerin
Rahmet yüklü bulutlar dünyayı sulayacak
Yerlerde sürünenler yeniden doğrulacak
Ayağa kalk yiğidim şâd olsun ağlayanlar
İnkisar yaşamasın hasretinle yananlar
Tarihe nice soylu zaferler kaydettirdin
Hakkı tutup kaldırdın insanlık bu dedirttin
Boz bulanık sel oldun önünde durulmayan
Dağ gibi heybetliydin yılmayan yıkılmayan
Son nefesi vermeden bayrağı düşürmedin
Âlemi güldürmeden gülmeyi düşünmedin
Dağların şahikası çöllerde vaha oldun
Allah’ın yardımıyla tuzaklardan kurtuldun
Irzını namusunu namahreme satmadın
Hakkın olmayan şeye elini uzatmadın
Fersah fersah uzaktın satılmış paryalardan
Vicdanları kapkara gezen korkuluklardan
Kutsî bir selâm aldın çağların ötesinden
Hasretle iştiyakla bahsediyordu senden
Vicdanını pak eyle ruhunu kanatlandır
Vefayla, sadakatle ümidini şahlandır
Tertemiz yüreğinde ummanlar coşup dursun
Kaybettiği huzuru insanlık sende bulsun
Kalbinde yer olmasın saraylara köşklere
Ruhunu esir etme yalancı cennetlere
Kararlı duruşunla zalim hizaya gelsin
Bütün putlar, totemler kılıcınla devrilsin
Misk ü amber gibidir hem kanın hem de terin
Huzur kaynağı olur yemyeşil sahillerin
Bu dünyada payına yanıp kavrulmak düştü
Aylarca senelerce zindanda kalmak düştü
Vefalı olmasa da yerdeki talihsizler
Yaranı sarmak için iner gökten melekler
İşkenceyle canına kastedenlere karşı
İhtizaza gelerek titrer Rahman’ın arşı
Kimi zaman denizler kimi zaman nehirler
Seni bizden koparıp geriye vermediler
Sen heybende nurlarla Hak için yollardaydın
Her türlü meşakkate, sıkıntıya katlandın
Evim barkım diyerek bakmamıştın ardına
Her şeyinden vazgeçtin, bağışladın yurduna
Zulmedenler hor hakir görseler de cüsseni
Misafir etmek için cennet bekliyor seni
Veda etmeden göçtün, kor düştü yüreklere
Hazan yelleri vurdu tomurcukken güllere
Vatan için yaşadın, doldurmadın keseni
Karşında selam durup yâd eder tarih seni
Sırtımda kambur gibi zehir olan günlerim
Akrebin kıskacında can verir gecelerim
Bir gurbet köşesinde yine düştün yâdıma
Kalemim şâhit oldu yazarak feryadıma
Pamuktan ipe döndü inceldikçe gönüller
Ruhuna bağışladık Fatihalar, Yasinler