Gurbetler avuturken gönlümü bir akşamüstü,
Güneş dönmüş guruba.
Oturmuşum;
Bir zalimin bin odalı sarayına karşı
Akşamın alacası, ışık halelerini takmış koluna,
Manzara… şehir;
Saray, bir gerdan gibi takılmış boynuna.
Şahitlik etmek ister gibi zamana,
Şimdi tüm sükûtuyla tam karşımda.
Bir tebessüm yüzümde,
Acıyla karışık;
Mesafeler, ayrılıklar, özlemler…
Nakşedip sırlarını saklamışlar,
Bin odalı saraylara…
Anahtarları atılmış kör kuyulara.
Sırma sırma işlenmiş mesafeler çehreme
Gurbetleri sarıp mendile,
Mesafelerin sırrıyla kaldırmışım,
Benden en uzağa…
Kaybolmuş sansın kendini
Bulamasınlar bir daha.
Beklediğim asıl mahşer,
Sorsunlar benden; gurbeti, vuslatı,
Bir de benden dinlesinler akşamı…

Bu yazıyı paylaş