Kamptayız, akşam yemeğinde ve her şey seyrinde. Yemeğimizi yerken bir çığlık kopuyor. Iraklı Zeynep’in annesinin ülkesinden vefat haberi geliyor. Kimse akşam yemeği yiyemiyor. Teselli için herkes Zeynep’in başında. Zeynep’in annesinin cenazesine gitmesi imkânsız. Mezhep çatışmaları onu buraya getirmiş.
Zeynep’in gözyaşları devam ederken gökyüzünden sesler gelmeye başladı. Bir helikopter yaklaştı. Önce kimse bir anlam veremedi. Birileri kampa devlet büyüklerinin geleceğinden bahsetti. Kimileri de kampta bir kaçağı almaya geldiklerini mırıldanıyordu. Helikopterin acil iniş yeri aradığını, en iyi yerin burası olduğunu söyleyen bile oldu.
Helikopter alçaldı, meraklar artmaya başladı. Derken helikopter, ağaçlı bir yola inmeyi başardı. Helikopterin inmesi ile beraber meydana getirdiği rüzgâr, saçları darmadağın ediyor. Birazdan tahminlerimizi de darmadağın edecek. Helikopter, etrafta merakla bekleyen insanları hipnoz etmiş gibi kendine odakladı.
Helikopterin açılan kapılarından dört sağlık görevlisi ve mürettebat indi. Herkes şaşkın bir şekilde, acaba yanlış bir yere mi indi helikopter diye düşünmeye başladı. Derken sağlık görevlileri sedye ile birlikte hızlı bir şekilde yemekhaneye gittiler. Annesi vefat eden Zeynep’in yanında sağlık görevlileri halka olunca, gerçek anlaşıldı. Ne bir devlet büyüğü ziyarete gelmiş ne de bir kaçak için helikopter inmişti. O, annesini kaybeden Zeynep’in gözyaşını dindirmek ve düşen tansiyonunu kontrol için gelmişti. Hepimiz yanılmıştık, ama ne güzel bir yanılma değil mi? Keşke her zaman böyle yanılmalar yaşasak. Hep biz yanılsak, ama Zeyneplerin tansiyonu için helikopterler inse.
Sağlık görevlileri Zeynep’i ayakta tedavi ettikten sonra görevini yapmanın huzuru içinde helikoptere doğru giderken gözüm bir anda telefonuma ilişti. “Hapishanede tek başına doğum yapmak zorunda bırakılan bir anne” haberi ile sarsıldım. Onun da adı Zeynep. Hem de bu olay başka yerde değil, ülkemde oluyor. Zulme uğrayan binlerce masumdan biri Zeynep. Tek suçu kötülerle aynı safta yer almaması.
Yabancı bir diyarda Zeynep için yapılan bu insanî muamele… Kendi ülkemde başka bir Zeynep’in hapishanede tek başına doğum yapmak zorunda bırakılması… “Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya” sözleri kulaklarımda çınladı. İki Zeynep’e yapılan muameleleri vicdanlara havale ediyorum.