
Gufraneke ya Rabbena Acizim, hem de zelil oldum Muhtacım, hem de meyyit oldum Mahlûkum, hem de hakir oldum Veysel Karanî münacatı terennümündeyim Acizliğimi, fakirliğimi ve

Yüreğimin derinlilerinden Çağlayan bir deli ırmak Nicedir zorluyor bentlerini Gönlüme duvarlar örüyorum Rabbime dualarla sığınıyorum Yüreğimin derinliklerine kilitledim En bakir, en güzel sevdaları Anahtarı Sevgiliye

Kimsenin doğrusuyla eğrisiyle uğraşmaz Suçlamaz hiç kimseyi eksik kusur aramaz Yürüdüğü Hak yoldan bir milim dahi şaşmaz Soluk soluğa koşar durmaz gönül insanı Daima ölçüsüdür

Ahmet Haşim, şiirin mânâ yönüyle kapalı kalmasını arzu eder, okuyucunun mısralara dilediği gibi anlamlar yüklemesini ister. Biz de Yahya Kemal Beyatlı’nın Mehlika Sultan şiirinden dilediğimiz

Dünyanın bütün renkleri Sevgi hüzmeleri yayarken gönüllere Bilmem ki nedir bu buruk sızı Damla damla yürek yakan Nedir bu Allah’ım? Yoksa müjdelenen gariplik mi? O

“İnsanoğlu çiğ süt emmiştir. Her kötülüğü yapar, her iyiliği de yaptığı gibi…” Yaşar Kemal. Âdemoğlu hayatta gelgitler yaşar. Kimi zaman debdebe içinde yüzerken kimi

Yırtılmış, gelmez yamaya Hakkım yok bir şey demeye Bindirmişler bir gemiye Batıyor insan hakları Narkoz verip uyutmuşlar Ninni ile büyütmüşler Alkol ile bayıltmışlar Yatıyor insan

Geçmiştik ana yurda Balkan savaşlarında Nice kurban vermiştik Meriç’in sularında Adsız namsız şehitler yatıyordu koynunda Geçti bahar, bitti yaz, şimdi hazan mevsimi Yollardaydı mazlumlar tekrar

Bu akşam, bir babanın daha gözleri doldu Müjdeli haber geldi, bir garip daha doğdu Belli ki ilk çocuğu, geliyor seferinden Gözleri dolu dolu, yutkundu kederinden