Kasvetli bulutlara belenmiş dünya
Bir baştan bir başa acı, ıstırap
Bu zifir, bu karanlık; göz gözü görmez
Buhran, yine buhran; her şey mi serap?
Kasvetli bulutlara belenmiş dünya
Her gün kızıl kıyamet, ufuklar sisli
Zalâm zalâm üstüne, rüyalar kâbus
Dönülmez sefere mi gitmişti ümit?
Sükût kesilmiş diller, yürekler sus pus!
Her gün kızıl kıyamet, ufuklar sisli
Başkalaşmış bir zaman, gönül kırılgan
Kaybetme kuşağında sanki ne varsa
Nasıl, niçin ve neden; sorular heyhat!
Bir ferec, bir kurtuluş ruhları sarsa
Başkalaşmış bir zaman, gönül kırılgan
Yaralı en derinden şimdi insanlık
Bin başlı devlerle boğuşur kalbler
İçilen şerbet gibi her an, hep zakkum
Çıldırtan bir sessizlik lâl olmuş diller
Yaralı en derinden şimdi insanlık
Sessiz bir çığlık olsun duada güller
Açsın her daim ümit her şeye inat
Ve iblis ocakları kurusun bir bir
“Kün, fe-yekûn” sırrıyla savrulsun küller
Sessiz bir çığlık olsun duada güller