Bandırıp sözleri hasret aşına
Her akşam yâdıma getirme gurbet
Bir değil ki derdi bu aciz kulun
Sabrımı oflarla bitirme gurbet
Mevla’dan geldiyse başımın tacı
Verdiyse O derdi, vardır ilacı
İçerim ne kadar olsa da acı
Tahrik edip isyan ettirme gurbet
Volkanlar kabardı dertli sinede
Kitleyip dişleri salmam yine de
Çok tecrübe ettim elli senede
Her acıyı akla getirme gurbet
Senin göbek adın keder ve hüzün
Dudağın gülse de yaşlıdır gözün
Şarkıların belli, hüzzamlı sözün
Yanık türküleri yaktırma gurbet
Hayat bilgisinden tam puan aldım
Gerçekle yüzleşip sınıfta kaldım
Senin bahanenden artık bunaldım
Garibi avare gezdirme gurbet
Fark ettim özlemin hepsi sılaymış
Ölümü başından savmak kolaymış
Yürekte tutuşmuş yanan çıraymış
Üflemekle sönmez, kandırma gurbet
Ufuklar kızıla boyanır akşam
Sesizce kıvrılır koynuma tasam
Bırak da çoşayım, çağlayıp taşam
Keder denizinde batırma gurbet
Hasrettir sılaya verdiğim mehir
Bahaneler engel derin bir nehir
Sıktıkça gırtlağım sıktı bu şehir
Canıma tak edip bıktırma gurbet
Beladan kurtulmaz bu garip başım
Yad elde nasipmiş ekmeğim aşım
Olur mu ölürsem bir mezar taşım
Şimdiden başıma diktirme gurbet
Nedendir bu keder gurbet elinde
Tın tın öter hasret gönül telinde
Ilık melteminde kara yelinde
Hüzünlü hüzünlü estirme gurbet
Senin bu yüreğin bağlamış nasır
Şefkatle okşasan bilmem kaç asır
Yine yumuşamaz yine muntasır
Sözün tamamını dedirtme gurbet
Ufkumu kaplıyor yar silüeti
Yaprakla rüzgârın varsa düeti
Hasretin en ağır budur külfeti
Üçü beşe katıp artırma gurbet
Alıp şu başımı gitsem buradan
Sıyrılıp sessizce geçsem aradan
Vuslat nasip etse Yüce Yaradan
Sen de aminleri sektirme gurbet
Sanırım yaklaştı mevsimin güzü
Yaprakların şimdi sarardı yüzü
Mecalsiz dizlere dağ oldu düzü
Yâre kavuşmadan devirme gurbet
Şüphem yok zerrece, hak benim yolum
Aldırmam kınasın hep sağım solum
Zorlama bükülmez bileğim kolum
Amansız üstüme seğirtme gurbet
Beklemedik nadan anlasın bizi
Eksiltmedik yârdan hiç sevgimizi
Takipteyiz hâlâ o kutlu izi
Ne olur bize mani olma gurbet
Küsünce dostlarım hep bir bir bana
Secde huzur verdi sıkılan cana
Sürdüm kervanımı geçtim yabana
Israrla kusura baktırma gurbet
Yağmaladı zalim dün evi barkı
Durdurdu ahenkle işleyen çarkı
Bir daha söylenmez sandı bu şarkı
Bu bandı geriye sardırma gurbet
Unumu savurdu toz etti zalim
Ekmeğim ocakta boz etti zalim
Asil soyumuzu yoz etti zalim
Daha fazla hanek ettirme gurbet
Kaza hikmetini anladım artık
Lüzumsuz sözleri sonladım artık
Kader sınavını onladım artık
Yeter artık, beni söyletme gurbet
Kimi evladına, kimi babaya
Kimi sofrasında bir tas çorbaya
Masum ile katil aynı torbaya
Beni daha fazla kızdırma gurbet