Klasik Mantıktan Nispî Mantığa

Varlığın zihinde mânâya bürünmesi demek olan düşünce, dildeki kelimeler, kavramlar ve terimlerle somut hale gelir. Doğru düşünmek için dilin inceliklerini iyi bilmek gerekir. Dilin yapısı birden fazla mânâ ve değer ifade ettiği için, dille beyan edilen düşünce de çok anlamlı ve değerlidir.

İnsan zihni, bilginin yetersiz olduğu durumlarda bile tahminler yaparak düşünebilme kabiliyetine sahip olarak yaratılmıştır. Bu şekilde kısmî, izafî veya takribî bilgilerle akıl yürütmek ve nispî hükümlerde bulunmak mümkündür. Bu gibi durumlarda insanın görüşü ve değer yargıları devreye girmekte ve bunlara göre karar verilmektedir.

Nispî mantık (veya “bulanık mantık”) doğru-yanlış veya 1-0 gibi iki değerli Aristo mantığının yeniden yorumlanmasıyla ortaya çıkmıştır. İki değerli Aristo mantığı, dış dünyaya uymamaktadır. Haricî dünyada çok değerlilik hâkimdir. Mesela doğru ile yanlış arasında “yaklaşık olarak doğru,” “hemen hemen doğru,” “kısmen yanlış,” “biraz yanlış” gibi pek çok değer vardır. Siyahla beyaz arasında pek çok gri ton mevcuttur. Nasreddin Hoca’nın da vurguladığı gibi, farklı kişiler, belirli bir nispette haklı olabilir. Odalarımızı aydınlatan lambaları açma kapamada kullandığımız eski tip düğmeler, Aristo mantığına göre yapılmıştır. Yani bastığımızda yanar, tekrar bastığımızda söner. Buna karşılık loş ışıktan tam aydınlığa kadar pek çok dereceyi ayarlamakta kullanılan elektrik düğmeleri ise nispî mantığa göre üretilmiştir.

Nispî mantık fikrini Lütfi Aliasker Zade (1921-2017) ortaya atmıştır. Bakü’de doğan ve babası Azeri asıllı İranlı, annesi Yahudi asıllı Rus olan Zade, 1942 yılında Tahran Üniversitesinden mezun olmuştur. 1944 yılında ABD’ye göçmüş ve Columbia Üniversitesinde doktora yaptıktan sonra Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de çalışmaya başlamıştır.[1]

Zade, bu mantık anlayışının özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır:

  1. Kesin sebeplere dayalı düşünme yerine yaklaşık değerlere dayalı düşünme kullanılır.
  2. Her şey [0,1] aralığında, belirli bir derece ile gösterilir.
  3. Bilgi; büyük, küçük, çok, az gibi sözel ifadelerle tanımlanır.
  4. Nispî akıl yürütmeler, sözel ifadelerle tanımlanan kurallarla yapılır.
  5. Her mantıkî sistem, nispî olarak ifade edilebilir.
  6. Riyazî modellemesi zor yapılan sistemler için nispî mantık çok uygundur.[2]

Nispî mantıkta bir önermenin doğruluk değeri, kesin yanlış ile kesin doğru arasındaki sonsuz sayıda nispî kümeden oluşmaktadır. Bu mantıkta, klasik mantıkta olduğu gibi iki değerlilik yoktur. Bunun yerine, “çok değerlilik” mevcuttur.

Çok değerlilik, Zade’den önce de gündeme gelmiştir. Kesin doğru ve kesin yanlış değerlerine ilk olarak 1920’li yıllarda Heisenberg tarafından belirlenemezlik ilkesi eklenmiştir. Heisenberg elektronların konum ve hızlarını hesaplarken belirlenemezlik ilkesini bulmuştur. Aynı yıllarda Lukasiewicz, Gödel ve Black de çok değerlilik kavramlarını kullanmaya başlamışlardır.[3]

Nispî mantık anlayışı, 1965 yılında Zade’nin yazmış olduğu bir makale ile ortaya atılmış, ancak Amerika’da pek itibar görmemiştir. Amerikalı ilim çevreleri, Aristo mantığının iki değerliliğinden vazgeçmemişlerdir. Bu yeni mantık anlayışının ilk kez değer bulduğu ve teknolojiye uygulandığı ülke Japonya olmuştur. Japonlar nispî mantığı; dijital fotoğraf makinalarında, klimalarda, trafik kontrolünde, şehir mimarisinde, bahçe sulamada, çamaşır makinalarında ve metrolarda kullanmışlardır. Geçmişte iki değerli mantığa göre üretilen teknolojik aletlerin çoğu, günümüzde artık nispî mantığa göre üretilmektedir.

Nispî mantık, suni zekâ çalışmalarında da kullanılmaya başlanmıştır. Suni zekâ, belirli teknolojilerde, beynin fonksiyonlarının taklit yoluyla uygulanmasıdır. Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz insanımsı robotların hayatın her alanında yer alması yakın gibidir.

Nispî mantık sadece fen bilimlerinde değil, sosyal bilimlerde de uygulanmaktadır. Esasında varlığa hâkim olan çift değerli mantık değil, çok değerli mantıktır. Çünkü hem insan zihninde hem de haricî âlemde, nispetler söz konusudur. Siyah-beyaz, doğru-yanlış gibi ikili değerler, varlıktaki çeşitliliği ve nüansları karşılayamamaktadır.

Eşya ve hadiselerin tahlil ve kontrolünde, siyah-beyaz mantık yetersiz kalmaktadır. Hayatta daha çok geçerli olan, çok değerli, nispî mantıktır. İnsan ve hayat gerçeği nispî mantığa uygun olduğu halde, siyah-beyaz mantığıyla varlığı okumaya çalışmak, yanlış neticelere sebep olabilmektedir.

Dipnotlar

[1]en.wikipedia.org/wiki/Lotfi_A._Zadeh.

[2]Bkz. İbrahim Karataş, “Bulanık Mantık ile Klasik ve Sembolik Mantık İlişkisi (Karşılaştırılması)”, European Journal of Educational & Social Seciences, cilt 3, sayı 2, Ekim 2018, s. 158.

[3]Bkz. Şemsettin Dursun. (2012). “Bulanık (Fuzzy) Mantık Paradigması Üzerine.” Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, 1 (2), 347-354.

Bu yazıyı paylaş