Hubb-u Hubâb
(Tesbih-i zeytine dair) Böyle iltifat görmemişti habbe-i zeytin Yûsuf medresesinde insaniyete vâslola Meşkhânede ellerden dilleri körükleye şevkin Kâh bu dem der kavrula, kâh der
(Tesbih-i zeytine dair) Böyle iltifat görmemişti habbe-i zeytin Yûsuf medresesinde insaniyete vâslola Meşkhânede ellerden dilleri körükleye şevkin Kâh bu dem der kavrula, kâh der
Sevdim, gonca gül belledim Baldan tatlı dil belledim Hakk’a giden yol belledim Seni, hep Seni Efendim Yollarını gözlediler Yakında gelir dediler Garipler çok özlediler
İnsan, Allah’a (celle celalühü) iman edince ve şahsi ibadetlerini yerine getirince kendi başına mı bırakılacak, başka bir şeye gerek kalmayacak mı? İmtihan olmayacak mı?
İnsanoğlunda öyle hâller vardır ki hissedilir ama tarif edilemez. Bunlardan biri de “gücün yanına usulca yanaşanların” tavırlarıdır ki son dönemde yaşananları gördükçe bu hususu daha
Bulutlar sarmış gökyüzünü; ha yağdı ha yağacak… Tıpkı benim yüreğim gibi bugün yaşlı Atina. Tarihe şahitlik etmiş koca şehir, dertle hemdem bencileyin. Birlikte ıslanıyoruz çisil