Issız bir yer gösterin bana çok uzaklarda,
Sakin bir yerde yapayalnız kendi başıma,
Dünyadan koparak, ukbaya yelken açarak,
Zihnim berrak kalsın, olmasın perde arada.
Takılmasın gönlüm ayrılık ya da vuslata.
Esbabı atıp ellerimi açıp semaya,
Şekvam var dilini yutmuşlarla yaşamaya,
Beyhude ümitmiş, dost görünenlerden vefa.
Kimsesizlik kör dehlizlerde kalmak gibi zor,
Sahipsiz son karakol, içten içe yanan kor,
Yangın, deprem, virüslerle yürürken kol kola,
Denizler yarılıp yol olmalı masumlara.
Meyledenlerin ise tepesinde kılıçlar,
Yükselse maneviyat, insanlık kurtulacak
Bu sahne tarihte derin bir iz bırakacak,
Nefsimden kaçıp toza toprağa karışarak.
Omuzlarımdaki günahlarla yalvararak,
Tatlı esinti gelse veralardan bir nebze,
İman sonsuz hayattır, vücut adlı kafeste,
Kevser’den damla, O’nun rızasına vabeste.