Gıda ve İlaç Olarak Hurma

Geçen ayki sayımızda, hurmanın doğumu kolaylaştırması ve kısırlığa karşı kullanılmasından kısaca bahsetmiştik. Bu sayımızda, hurmanın gıda olarak sahip olduğu özellikleri ve birçok hastalıktan koruyucu vasıflarını ele alacağız.

Bütün Temel Aminoasitleri Taşıyan Tek Meyve

Canlılarda bulunan 20 aminoasitten 18’i hurmada bulunmaktadır. Hurmadaki aminoasitlerin miktarları en yüksekten en aza doğru şu şekildedir: Glutamik asit, Aspartik asit, Lösin, Prolin, Arginin, Fenilalanin, Valin, Alanin, Serin, Glisin, İzo-lösin (elmadan 800 kat daha fazla), Lisin (elmada ve muzdan bulunandan 2000 kat daha fazla), Treonin, Histidin, Tirozin, Metiyonin, Sistein ve en düşük Triptofan.

Beslenmede asla ihmal edilmemesi gereken esansiyel (temel) aminoasitler olarak bilinen ve vücutta yapılmadığı için muhakkak gıdalardan alınması gereken sekiz aminoasitin hepsinin eksiksiz bulunmasının yanı sıra, vücutta yapılabilenlerin de (esansiyel olmayan) 10 tanesinin bulunması, vücudun temel yapıtaşları olan proteinlerin sentezi için gerekli bütün malzemenin mevcut olması demektir ki başka böyle bir meyve yoktur. Bu yüzden uzmanlar, insanın sadece hurma ve suyla yıllarca yaşayabileceğini belirtmektedir. V. Dowson, bir hurma ve bir bardak sütün, bir insanın günlük besin ihtiyacını karşılamaya yeteceğini söylemektedir.[1]

Diğer meyveler genellikle protein açısından fakirdir. Hurma ise hem aminoasitleri hem de proteinleriyle vücudun hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korunmasını sağlar, hücreleri yeniler ve vücut sıvısını dengeler. Aslında et de faydalı bir gıdadır, ancak özellikle hamilelik döneminde hurma kadar fayda vermeyebilir. Hatta böyle bir dönemde etin fazla tüketilmesi vücutta zehirlenmeye sebep olabilir, bu yüzden hazmı kolay sebzelerin ve hurma gibi meyvelerin tercihi daha uygun bir seçimdir.

Element ve Aminoasit Deposu

Hurma, insan vücudunun sağlıklı ve zinde kalabilmesi için hayatî önem taşıyan 10’dan fazla element ihtiva etmektedir. 100 gram hurmada; 65 mg kalsiyum, 521 mg potasyum, 20 mg magnezyum, 72 mg fosfor, 2.69 mg demir, 0,06 mg sodyum, 0,05 mg bakır, 0,06 mg çinko, 0,07 mg manganez, kükürt, klor ve selenyum gibi insan vücudundaki metabolik işlemler için çok önemli olan elementler bulunmaktadır. Farklı çalışmalarda, hurmada bulunan mineral miktarının elma, muz, portakal ve üzümde bulunandan üç ila beş kat daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Sodyum ve klor, kas ve sinir sistemlerinin faaliyetinde, iştahın ayarlanmasında tesirli olup kilo artışından korur, ayrıca kanın pH’ının ve vücuttaki suyun düzenlenmesinde rol alır. Kükürt birçok proteinin sentezine katılır; sistin ve metiyonin amino asitlerinin bir parçasıdır. Potasyum, beyne oksijen gitmesine yardımcı olarak berrak düşünebilmeyi sağlar. Bununla beraber vücut sıvıları için uygun alkali (bazik) özelliği temin eder. Zehirli vücut atıklarını dışarı atması için böbrekleri uyarır. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardım eder ve sağlıklı deri oluşumuna katkıda bulunur. Kalsiyum ve fosfat, kasların çalışması ve sağlıklı kemik gelişimi, magnezyum da böbrekler ve enerji metabolizması için gerekli minerallerdir. Demir ise kırmızı kan hücresindeki hemoglobin üretimi için gereklidir. Bir insan günde iki veya üç hurma yiyerek vücudunun magnezyum ihtiyacını, 15 tane yiyerek de demir ihtiyacını karşılayabilir ve kansızlıktan korunabilir.

Kimya açısından bu kadar çok maddeye ev sahibi olarak yaratılmış bu meyvenin elbette farklı hikmetleri ve şifa vesilesi olacak yönleri tahmin edilebilir. Zararlı serbest radikal molekülleri süpürücü, antioksidan, antimutajenik (mutasyon önleyici), antimikrobiyal (mikrop öldürücü), antienflamatuar (iltihap giderici), antihiperlipidemik (yağlanma önleyici), mide, karaciğer ve böbrek hastalıklarına, kansere karşı koruyucu, immün sistemi uyarıcı tesirleri hakkında çok sayıda çalışma vardır. Meyveleri, tohumları, polenleri, yaprakları ve meyveden elde edilen şurupları hakkında yapılan çalışmalardan elde edilen bilgileri gözden geçirince Allah’ın (celle celâluhu) bu meyveden Kur’ân-ı Kerim’de niçin bu kadar çok bahsettiğinin hikmeti daha iyi anlaşılmaktadır.

Antioksidan Aktivite

Hurmanın antioksidan tesirine ait çalışmalarda hücreye zarar veren oksidatif stresi azalttığı gösterilmiştir. Yüksek orandaki C, A ve E vitamini ile fenolik maddelerin koruyucu tesiri, katalaz, glutatyon redüktaz ve glutatyon S-transferaz gibi enzimlerin aktivitesini hızlandırarak iyi bir antioksidan olarak iş görmektedir.[2]

Antikanser Tesiri

Hurma meyvelerinin içindeki bileşenlerin antitümör aktivitesi gösterilmiştir. Hurmanın sıkılmasından çıkan öz suyun bir bağırsak kanseri türü olan epitel kolorektal adenokarsinomu ve deri kanserine sebep olan melanom hücresine karşı durdurucu tesiri görülmüştür.[3]

Şeker Hastalığına, Kanda Glikoz ve Yağların Yükselmesine Karşı Tesirleri

Hurmadaki şekerlerin glisemik indekslerini yanlarına yazarak dizersek, en yüksek maltozdan (105), glikoz (100), sükroz (68), laktoz (46) ve früktoza (23) kadar bir seri oluşur; bunların her birinin sindirim sisteminden emilme hızları farklıdır. Glikoz en hızlı emilir, früktoz daha sonra emilir. Bu emilim ve glisemik indeks farklılıkları, hurmanın kan şekerini hızlı yükseltmemesini, uzun süre tokluk hissi verdiğini ve şeker hastaları için de rahatça kullanılabilecek bir gıda olduğunu gösterir. Hurmanın toplam glisemik indeksinin 39, yani orta seviyede olması, bu sebepten kan şekerini hızlı yükseltmemesi, içindeki minerallerinden, fenolik ve fitoöstrojen bileşenlerinden kaynaklanıyor olabilir. Magnezyum, insülinin tesirinin düzenlenmesinde önemli rol oynar. Çinko ise insülin yapımını ve salınımını teşvik ederken, krom insülinin tesirini güçlendirir. Selenyumun da glikoz alımını teşvik ettiği gösterilmiştir.

Fenolik bileşikler karbonhidratların emilimini geciktirerek şekerin hızlı yükselişini engeller. Yapılan çalışmalarda hurmanın antidiyabetik tesiri ispatlanmıştır. Laboratuvarda a-glikosidaz ve a-amilazın baskılandığı, dolayısıyla karbonhidratların sindirim ve emilimlerinin geciktirildiği ve böylece plazmada glikoz seviyelerinin normalleştiği ölçülmüştür. Hurma yapraklarının, hidro-alkolik özütü ve tohumlarının sulu çözeltisinin tesiri gösterilmiştir. Ayrıca diğer bir araştırmada,[4] diyabetik sıçanları günde 10 ml sulandırılmış hurma tohumu tozu vererek tedavi ettiler. Böylece sıçanların serum glikozu, kolesterolü ve triasilgliserol seviyelerinin önemli ölçüde normal değerlere döndüğü görüldü.

Antienflamatuar Aktivite

Hurmanın iltihap giderici tesirleri, yara iyileşme süreçlerini azaltma ve kalbi koruyucu hususiyetleri hakkında çok sayıda araştırma vardır. Al-Qarawi ve arkadaşları, hurmadan elde edilen özsuyun gastrik ülserasyonun şiddetini iyileştirmede, histamin ve gastrin konsantrasyonlarını azaltmada etkili olduğunu bulmuşlardır. Araştırmacılara göre, hurma özütünün iltihap önleyici özelliği, antioksidan tesiri ile açıklanabilir.[5] Cezayir’de yetişen hurmalarda yapılan diğer bir çalışmada ise ağızdan verilen özütün İsviçre albino farelerinde yara ödeminde belirgin bir azaltma meydana getirildiği gösterilmiştir. Muhtemelen bu tesir hurma öz suyundaki bazı aktif maddelerin prostaglandin sentezine müdahale edebilen, iltihap yapıcı sitokin enzimlerini baskılamasından kaynaklanmaktadır.

Antimikrobiyal Aktivite

Hurma sıkımlarından elde edilen öz suyu ile ilgili çok sayıda araştırmalar vardır. Bir çalışmada ateşli hastalığa sebep olan Streptococcusların üremesini % 88,5 nispetinde azalttığı, diğer bir çalışmada sulu ve etanolda çözülmüş hurma suyu özütlerinin Escherichia coli, Salmonella enterica, Bacillus subtilis’e, Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa, Salmonella abony ve Enterococcus faecalis’e karşı güçlü bir antibakteriyel aktiviteye sahip olduğu belirlenmiştir. Bu mikrop öldürücü tesirin hurmada mevcut esculetin, tannik asit, gallik asit, itakonik asit ve ferulik asitlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.[6] Başka bir çalışmada, farklı hurma çeşitleri arasında farklı derecelerde tesirler görülmüştür. Gram-pozitif bakterilerdeki bir dış zarın varlığına bağlı olarak, Gram-negatif bakterilere karşı daha verimli olduğu bildirilmiştir. Mikroplara karşı görülen bu tesirin bakterilerin büyümesini durduran hidrojen peroksitin üretilmesini sağlayan fenolik bileşiklerdir.

Antitoksik Aktiviteler

 Hurmanın oksidatif stres ve gıdalarla alınan zehirli bileşiklerin zararsız hale getirilmesinde karaciğer, böbrek ve sinir sistemini koruyucu tesirleri hakkında çok sayıda çalışma vardır. Hurma tohumlarının öğütülerek toz haline getirilmiş özü, içme suyuna ilave edildiğinde, içinde bulunan biyoaktif bileşiklerden biri olan p-Sitosterolün karaciğer yaralanmasına karşı faydalı olduğu gösterilmiştir.[7] Diğer bir çalışmada, hurmanın etli meyvesinin sulu özütünün oksidatif strese bağlı karaciğer hücrelerindeki hasarı önleyici tesiri tespit edilmiştir.[8]

Böbrekleri Koruyucu Rolü

Vücudumuza çeşitli yollarla giren zehirleyici maddelerin özellikle böbreklerde büyük hasarlara sebep olabileceği bilinmektedir. Hurma tohumlarından hazırlanan bir özütün böbreklerde belirgin bir koruma sağladığı, serbest radikalleri temizlediği, bunun da ihtiva ettiği proantosiyanidinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Diğer bir çalışmada, böbrek fonksiyon bozukluğu başlamış farelerde iyileşmeler gösterilmiştir.

Gıdalarda üreyen tehlikeli bir mantar olan aflatoksinin böbreklerde yaptığı hasarlarda önemli iyileşmeler gösterdiği, bunun da antioksidan özelliklerine atfedilebileceği sonucuna varmışlardır. Buradaki tesirin, özütün içinde bulunan melatonin, E vitamini ve askorbik asidin ortak tesiriyle olduğu ileri sürülmüştür.[9]

Sinir Zehirlenmelerine Karşı Tesiri

Serbest radikallerin; Alzheimer, Parkinson ve dolaşım sistemi yetersizliğine bağlı bunamaya sebep olduğu geniş ölçüde ispatlanmıştır.[10] Nöronların zayıflayıp ölmesine karşı bitkilerden elde edilen antioksidanların tesiri uzun zamandır alternatif bir tedavi olarak kabul edilmektedir.[11] Hurma özütündeki flavonoidler, bitki sterolleri gibi polifenolik bileşikler ve askorbik asidin müşterek koruyuculuğunun tesiri hakkında çalışmalar yoğunlaşmaktadır.

Kalb-Damar Sistemine Tesiri

Hurma yüzyıllardır yüksek tansiyona karşı kullanılmaktadır. Bir çalışmada, hurmadaki bir enzimin tansiyonla ilgili (anjiyotensin) hormonu baskıladığı gösterilmiştir.[12] Yüksek sodyum ve düşük potasyum alımı tansiyonu yükseltmektedir. Buna karşılık hurmada yüksek miktarda potasyum ve düşük miktarda sodyum bulunduğundan, elektrolit dengesi korunarak tansiyon kontrol edilmekte, ayrıca magnezyum ve kalsiyum da bu kontrolde kilit rol onamaktadır.[13]Hurmadaki liflerin fermantasyonuna ve fitoöstrojenlere bağlı olarak karaciğerde kolesterol yapımının baskılanmasıyla kolesterol emiliminin ve metabolizmasının düzenleyebileceği bildirilmiştir.[14]

Diğer bir çalışmada, bir Pakistan hurma çeşidinin açlık kan şekeri, kolesterol, triasilgliserol, LDL ve VLDL gibi bileşiklerin düşürülmesinde çok etkili olduğu gösterilmiştir. Ayrıca P-sitosterol, proantosiyanidin, kateşin, kersetin, antosiyaninler ve selenyum gibi bazı kimyevî bileşenlerin hem kalbi koruduğu hem de kan yağlarını düşürdüğü tespit edilmiştir.[15]

Kur’ân-ı Kerim’de gıda olarak verilen nimetlerden bahsederken birçok yerde zikredilen hurmanın, başka hiçbir meyvede olmadığı kadar hususiyetle donatılmış olmasının hikmetleri, yeni araştırmalarla daha iyi anlaşılmaktadır.

antidiyabetik: Şeker hastalığına karşı.

fenolik bileşik: Üzüm ve böğürtlen gibi bitkilerde bulunan koruyucu madde.

fermantasyon: Mayalanma.

flavonoid: Bitkilerde bulunan koruyucu kimyevî maddeler grubu.

oksidatif stres: Serbest radikallerin hücrelerde hasara sebep olması.

polifenol: Antioksidan özelliği olan kimyevî bir madde.

Dipnotlar

[1] “Date and Health,” www.sgp-dates.com/date.htm

[2] Biglari, F. ve ark. (2008). Antioxidant activity and phenolic content of various date palm (Phoenix dactylifera) fruits from Iran. Food Chem.107(4): 1636–41.

[3] Eid, N. ve ark. (2014). The impact of date palm fruits and their component polyphenols, on gut microbial ecology, bacterial metabolites and colon cancer cell proliferation. J Nutr Sci. 3:e46.

[4] Hasan, M. Mohieldein, A. (2016). In Vivo Evaluation of anti diabetic, hypolipidemic, antioxidative activities of saudi date seed extract on streptozotocin induced diabetic rats. J. Clin. Diagn Res. 10(3):FF06–12.

[5] Al-Qarawi A.A. ve ark. (2005). The ameliorative effect of dates (Phoenix dactylifera L.) on ethanol-induced gastric ulcer in rats. J Ethnopharmacol. 98(3):313–7.

[6] El Sohaimy S. ve ark. (2015). Phenolic content, antioxidant and antimicrobial activities of Egyptian date palm (Phoenix dactylifera L.) fruits. Aust. J. Basic Appl. Sci. 9(1):141–7.T.

[7] Al-Qarawi A.A. ve ark. (2004). Protective effect of extracts from dates (Phoenix dactylifera L.) on carbon tetrachloride-induced hepatotoxicity in rats. Int. J. Appl. Res. Vet. Med. 2(3): 176–80.

[8] Saafi E.B. ve ark. (2011). Protective effect of date palm fruit extract (Phoenix dactylifera L.) on dimethoate induced-oxidative stress in rat liver. Exp. Toxicol. Pathol. 63(5):433–41.

[9] Al-Qarawi A.A. ve ark. (2008). Nephroprotective Action of Phoenix dactylifera. in Gentamicin-Induced Nephrotoxicity. Pharm. Biol. 46(4):22730.

[10] Uttara, B. ve ark. (2009). Oxidative Stress and Neurodegenerative Diseases: A Review of Upstream and Downstream Antioxidant Therapeutic Options. Curr. Neuropharmacol. 7(1):65–74.

[11] Pujari R.R. ve ark. (2011). Evaluation of antioxidant and neuroprotective effect of date palm (Phoenix dactylifera L.) against bilateral common carotid artery occlusion in rats. Indian J. Exp. Biol. 49(8):62–-33.

[12] Braga F.C. ve ark. 2007). Angiotensin-converting enzyme inhibition by Brazilian plants. Fitoterapia 78(5):353–8.

[13] Tang Z-X. ve ark. (2013): Date fruit: chemical composition, nutritional and medicinal values, products. J. Sci. Food Agric. 93(10):2351–61.

[14] Alsaif M.A. ve ark. (2007). Effect of dates and gahwa (Arabian coffee) supplementation on lipids in hypercholesterolemic hamsters. Int. J. Pharmacol. 3(2):123–9.

[15] Auger C. ve ark. (2005). Dietary wine phenolics catechin, quercetin, and resveratrol efficiently protect hypercholesterolemic hamsters against aortic fatty streak accumulation. J. Agric. Food Chem. 53(6):2015–21.

Bu yazıyı paylaş