Anladım ki bu alem eneyi kırmak için,
Açılmış bir okulmuş; geç anlamış olsam da.
“Hüve”yi soluk soluk daim haykırmak için,
Bir gül gibi bu yolda -cana minnet- solsam da.
Dümdüz olmak pürüzsüz bir kul olmak Allah’a,
Bu ne güzel bir rende, bu ne güzel bir törpü.
Ulaşmak tam mücella ayna misal felaha,
Sanki bu yol üstünde sırat isimli köprü.
Bir zerre enaniyet kalmayasıya bitmek,
Sağdan soldan, üst alttan bakınca her cihetten,
Takva ehli içinde ta Firdevslere gitmek,
Budur halis kulların nasibi ahiretten.
Kır eneyi ve kurtul ey kalbim; zirveye er,
Kul enesiz olurmuş bunu bugün anladım.
Pürüzsüz bir ufukta açılsın sonsuz seher,
Ve yürü saadete huzurla adım adım…
Kır eneyi Yüce Rab seni böyle seviyor,
Işıl ışıl bir çehre, dolunayca bir cemal.
“Bana gelecek kulum böylece gelsin!” diyor,
“Eneyi kırmak asıl, nefsi yenmektir kemal…”