Âsûde bir şafağın az sonrası,
Yollara düşer bir umut yolcusu.
İçinde kanarken hicran yarası,
Yollara düşer bir umut yolcusu.
Bağlarında katmerli güller biten,
Dallarında yanık bülbüller öten,
Kırlarında mor sümbüller büyüten,
Güzel yollar görür umut yolcusu.
Ayrı dilden, her renkten diyarlarda,
Dört mevsimi yaşayan gülzarlarda;
Çoğu zaman geçit vermez hârlarda,
Türlü yollar bulur umut yolcusu.
Kimi günler suya teşne çöllerde,
Kışlarında güneş görmez illerde,
Kâh bir yeri esir almış sellerde,
Zorlu yollar aşar umut yolcusu.
Bin tecelli gizli kutlu aylarda,
Suyu berrak, coşkun akan çaylarda;
Karanlığı yaran dolunaylarda,
Uzun yollar geçer umut yolcusu.
Ye’se çare tövbe ve dualarla,
Ufku saran rengârenk şualarla,
Melek gibi nur yüzlü gedalarla,
Nice yollar yürür umut yolcusu.
Seherlerde şaha kalkan atlarla,
Satırlara nakşolunmuş hatlarla,
Hayat boyu örnek olmuş zatlarla,
İz bırakır gider umut yolcusu.