Medine’nin Gülü

Andım yine Seni, her şey yâdımdan silindi,
Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi;
Bu bir serap olsa da hafakanlarım dindi..
Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi.

Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam,
Ruhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam;
Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam..
Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam.

Bir bilsem, vuslata ne zaman ferman gelecek?.
Yoksa bu yanan gönlüm durmadan inleyecek;
İnleyip en taze hislerle hep bekleyecek..
Bir bilsem, vuslata ne zaman ferman gelecek?.

Kalbim bir güvercin gibi titrerken adından,
Ne olur Sana ulaşmam için kanadından
Bana bir tüy ver, pervaz edeyim hep ardından..
Kalbim bir güvercin gibi titrerken adından.

Ey kupkuru çölleri Cennet’e çeviren Gül;
Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül!
Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine gül!.
Ey kupkuru çölleri Cennet’e çeviren Gül!

Mecnun gibi arkanda koşan kulun olayım,
Bir kor saç içime, ocaklar gibi yanayım;
Sensiz geçen bu acı rüyadan kurtulayım..
Mecnun gibi arkanda koşan kulun olayım..

Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta,
Ruhuma sisli-dumanlı bir kasvet yaymakta;
Göster çehreni ki, güneş gurûba kaymakta..
Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta…

Son demde hiç olmazsa gurûbum tulû olsun,
Gönlüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun;
Her yanda tamburlar çalınsın; neyler duyulsun..
Ne olur, hiç olmazsa gurûbum tulû olsun..!

Bu yazıyı paylaş