Birikerek Artan Bir Hastalık: İstifçilik

İnsanoğlunun en çok aldanıp zayi ettiği nimetlerden biri zamandır. Yüce dinimiz İslam’ın bizden istediği zaman şuuruyla, onu işlerin ehemmiyet sırasına göre tanzim ederek dikkatli kullanmamız gerekir. Çünkü âhireti ve Rabbimizin rızasını kazanmak için ihsan edilen dünya hayatı, aslında kısa bir mühletten ibarettir ve çok değerlidir.

Cenab-ı Hak; “Bir işi bitirince, hemen başka bir işe giriş, onunla uğraş! Hep Rabbine yönel ve O’na yaklaş!” (İnşirah, 94/7–8) buyurarak zaman israfının önüne geçme, eldeki imkânları vaktinde ve yerinde kullanma konusunda en güzel ölçüyü belirlemiştir.

Çağa uygun gelişmeler, zamanı etkili ve verimli kullanmamız konusunda her an bizi uyarır. İhtiyaç olarak dayatılan, zorunlu tüketim kalemlerinden sayılan nesneler zaman zaman bizi farkında olmadan israf batağına çeker. Verilen nimeti yerinde kullanmak, en güzel şükretme biçimidir. Şükürsüzlüğe ve israfa kapı aralayan “istifçilik” rahatsızlığı, bunun en güzel örneklerinden biridir.

İnsanlar, her zaman ihtiyaçları olmadığı hâlde, manevî değeri sebebiyle bazı eşyaları elden çıkaramaz, biriktirir. Bazı insanlar bu davranışı öyle bir boyuta taşırlar ki biriken eşyalar, bu fertleri gündelik hayatlarını devam ettiremez hâle getirir.[i] Maddî değeri olmayan ve kullanılmayan eşyaların çok miktarda biriktirilmesi ve onlarla meşguliyetin artışı ile zaman israfı kaçınılmaz olur.

[i] L. Beşiroğlu ve ark. “Obsesif kompulsif bozuklukta yaşam kalitesi ile ilişkili etkenler”, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2007, 8(1): 5–13.

Bu yazıyı paylaş