İnsan olmak ağırdır! Yansa isyan ateşi,
Gözyaşı ikliminde nice gönlü soldurur.
Zuhur etse semadan ilahî af güneşi;
Âdem Nebî cismiyle, kul hayata tutunur.
Sevdiğini yitirmek asan mıdır kalb için?
Kervan geçmez çölünde, hangi yaban illerin?
Perde düşer gözlere, ağlayınca gök, zemin;
Yakub Nebî çeşmiyle, kul hayata tutunur.
Şeb-i yelda mı uzun, bir zindan gecesi mi?
Rüyalar aralıksız, sırlar bilmecesi mi?
Çözülünce şifreler, olur vuslat mevsimi;
Yusuf Nebî ilmiyle, kul hayata tutunur.
Dalgalar arasında perde perde yakarış,
Ferşten Arş’a mesafe âdeta tek bir karış!
Melekler âleminde âminlerden bir yarış;
Yunus Nebî azmiyle, kul hayata tutunur.
Yara bere içinde binlerce ruh hayatı,
“Yâ Bâkî!” hitabında gizlidir tek necatı.
Merhamet kubbesinden iner iken beratı;
Eyyûb Nebî zahmiyle, kul hayata tutunur.
Denizler dilsiz midir, çaresizlik gününde?
Kapanmayan tuzaklar, insanlığın önünde.
Sonunda Tur’da ışık! Ay sanki on dördünde;
Musa Nebî hilmiyle, kul hayata tutunur.
Bir kutlu validenin himayesinde iken,
Vefasız yârenlerden saplanır acı, diken…
Bir mucize eseri göğe kurup merdiven;
İsa Nebî fehmiyle, kul hayata tutunur.
Bir tan vakti ansızın, müjde doğar ufuktan,
Kaoslar girdabına nur akar her oluktan.
Saadet doruklarda, yansır binbir soluktan;
Gül Muhammed ismiyle, kul hayata tutunur.