Ses Dalgalarının Tedavide Kullanımı

Allah (celle celâluhu), insanı en güzel şekilde yaratmış ve onu çeşitli maddî ve manevî cihazatla donatmıştır. Secde sûresinin dokuzuncu âyetinde, insanın yaratılışından bahsedilirken, ona diğer duyularla birlikte işitme duyusunun da verildiği buyurulmaktadır.[1] İşitme cihazı olarak kulakları yaratan Allah (celle celâluhu), diğer yandan bu cihaz tarafından algılanacak olan sesi de yaratır. Rabbimizin kelam sıfatının tecellisine bir vesile olarak yaratılan ses olmasaydı insanlardaki konuşma cereyan etmeyecekti.

Akciğerler, dil ve dudakların iş birliği ile çıkartılan ses vasıtası ile lisanlar ortaya çıkmakta ve insanlar arasında iletişim mümkün olmaktadır. Ses, dalgalar şeklinde yayılan mekanik bir enerji formudur. Ses dalgaları, basıncın oluştuğu ve kaybolduğu titreşimler şeklinde yayılırlar. Bir saniyedeki titreşim sayısı Hertz (Hz) birimi ile ifade edilir. İnsan kulağı 20 ile 20.000 Hz frekansındaki sesleri algılayabilir. 20.000 Hz üzerindeki frekansa sahip ses dalgaları “ultrason”, 20 Hz’in altındaki sesler de “infrason” (düşük frekanslı ses) olarak tanımlanır. Sesin bir saniyede kat ettiği mesafeye “sesin yayılma hızı” denir. Ses bir saniyede havada 350 metre, tuzlu suda 1500 metre hızla yayılır.[2] Ses enerjisinin birim alanda oluşturduğu güç “yoğunluk” olarak adlandırılır. Yoğunluk birimi Watt/m2 ya da tıbbî kullanımlarda Watt/cm2 şeklindedir.[3]

Ses, farklı formatlardaki kullanım şekillerine göre çok farklı biçimde tedavilere vesile olabilir. Musiki dediğimiz belli bir ritim, ölçü ve âhenk ile notalar tarzında ifade edilen biçimiyle, çeşitli makamların ruhta hâsıl ettiği tesirler ve iyileşmeye katkısı konusunda çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Tarihî kayıtlarda dârü’ş-şifâ veya hastane diyebileceğimiz kurumlarda bilhassa zihnî ve psikolojik problemlere karşı sesin bu tarzda kullanımı meşhurdur.

Musiki dışında da sesin sağlık alanında kullanımına en iyi örnek, ultrason dalgalarıdır. Bu dalgalar hem teşhis hem de tedavi maksatlı kullanılmaktadır. Teşhis maksatlı ultrasonografi uzun yıllardan beri bütün dünyada yaygın olarak tatbik edilen bir metottur. Teşhis maksatlı kullanım ile iç organların, kemik ve yumuşak dokuların görüntülenmesinin en iyi yönü, x-ışınları radyasyonu gibi tehlikesinin olmamasıdır. Burada asıl üzerinde durulması gereken ve az bilinen bir husus, ses dalgalarının tedavide de kullanılmasıdır.

 Tedavi gayesiyle kullanılan ses dalgaları, yüksek yoğunluklu ve düşük yoğunluklu ses dalgalarıdır. Yüksek yoğunluklu ses dalgalarının taşıdığı enerji seviyesi 1.000 W/cm2 üzerinde iken; düşük yoğunluklu ses dalgalarının taşıdığı enerji seviyesi 3W/cm2’nin altındadır.

Elimizle bir organı sıkma ve ovma gibi kuvvet uygulamalarına kısmen benzer bir şekilde, sesin havada oluşturduğu dalgaların gücünden istifade ederek, dokuya uygulanan ses dalgaları, çeşitli değişikliklere sebep olarak tedavi vesilesi olabilmektedir. Dokuda görülen tesirlerin başında ısı etkisi gelmektedir. Isı tesiri, uygulanan ses dalgalarının frekansı, yoğunluğu ve uygulama şekli ile yakından alâkalıdır. Odaklanmış bir şekilde, yüksek yoğunluklu ve sürekli uygulanan ses dalgalarında ısı tesiri daha belirgindir. Düşük yoğunluklu ve aralıklı uygulamalarda, ısı tesiri ihmal edilebilecek kadar düşüktür.

Ses dalgaları ile tedavinin mantığındaki en önemli unsur, uygulanan dokularda “kavitasyon” denilen, içi hava ile dolu olan mikroskobik kesecikler oluşmasıdır. Bu kesecikler, damarların içinde patlayarak damarlarda ve çevredeki dokularda hasarlar oluşturur. Böylelikle, dokularda yaratılan iyileşme mekanizmaları, mikro baloncukların sebep olduğu hasarı düzeltmeye yönelik olarak harekete geçirilmiş olur. Ortaya çıkan iyileşme, dokunun hastalıklı durumundan önceki sağlıklı durumuna getirilmesine vesile olur. İyileşmenin altında yatan biyolojik hâdiselerin temelinde, yeni damar oluşması, kök hücrelerin uyarılması, iyileşmeyi düzenleyen moleküllerin miktarının artması, dokuyu oluşturan hücrelerin ve hücreler arası yapıların yeniden düzenlenmesi gibi neticeler yatmaktadır.[4] “Akustik dalgalanma tesiri” denilen bir faktör ile de dokularda ve özellikle hücre zarlarında değişiklikler ve bunun sonucunda bir takım biyokimyevî cevaplar ortaya çıkmaktadır.[5]

Yüksek Yoğunluklu Ses Dalgalarıyla Yapılan Tedaviler

Böbrek Taşlarının Kırılması

Uzun zamandan beri ultrason ile böbrek taşları kırılmaktadır. Bunun için idrar yollarından veya böbrek üzerindeki deriyi delerek organın içine girilmekte ve taşa ulaşıldığında kırılma işlemi gerçekleştirilmektedir. Bu yöntem bütün dünyada yaygın olarak kullanılan, standart bir tedavi hâline gelmiştir. Bir müddetten beri vücut içine hiç girmeden, deri üzerinden de ses dalgaları ile taşların kırılması için çalışmalar yürütülmektedir. “Çatlatma yoluyla taş kırma” denilen bir yöntem, bu alana girmiş bulunmaktadır. ABD’de yapılan bir çalışmada, bu tedavi ile ilgili ilk sonuçlar yayımlanmış olup bu yöntemin ümit verici olduğu bildirilmiştir.[6]

 Dokulara İlaç ve Gen İletilmesi

“Akustik dalgalanma tesiri” adı verilen bu metot ile ultrason dalgalarının mikro kesecikleri parçalamalarından istifade edilmesine dayanan bu teknikte, içerisi ilaçlarla doldurulmuş kesecikler insan vücuduna verilmektedir. Normalde ilaçların ulaşması zor olan bölgelerdeki dokulara ultrason dalgaları verilirse kesecikler bu bölgelerde patlamakta ve ilaç istenilen yerde daha yoğun bir şekilde toplanabilmektedir. Benzer şekilde keseciklere gen parçacıkları doldurularak gen tedavisinde de kullanılabilmektedir. Akustik dalgalanma tesiri, özellikle beyne uygulandığında kan-beyin bariyeri sebebiyle beynin içine geçemeyen ilaçların geçişi mümkün olabilmektedir.[7]

Bu arada, önemli çalışmalara konu olan yeni bir girişim daha vardır: Kanserli dokulara uygulanan ultrason dalgaları ile buradaki damarlarda pıhtılaşma oluşturup kanser dokusunun beslenmesini bozacak tedavi çalışmaları da bulunmaktadır.

  Yüksek Yoğunluklu, Odaklanmış Ultrason ile Tedavi

Yüksek Yoğunluklu, Odaklanmış Ultrason (İngilizce kısaltması: HIFU) cihazları, yüksek yoğunlukta ve yüksek frekansta ses dalgaları oluştururlar. Bu dalgalar, uygulandıkları dokularda ısı artışına yol açarlar. Odaklandıkları noktada 55 dereceye ulaşan bir ısı artışı olur. Bu yüksek ısı, sonuçta hücrelerin ölümüne yol açar. Bu şekilde istenmeyen dokular ortadan kaldırılır. Bu etkiden yararlanılarak çeşitli hastalıklar tedavi edilmektedir.

HIFU, önceleri prostat kanserinde kullanılmaya başlanmış, olumlu gözlemlerden sonra diğer kullanım alanları da ortaya çıkmıştır. Kullanımı onaylanan veya yakın zamanda onaylanması beklenen durumlar arasında şunlar sayılabilir: İyi huylu prostat büyümesi, böbrek kanseri, iyi huylu rahim tümörleri, memenin iyi huylu tümörü ve kanseri, tiroit nodülleri, karaciğer tümörleri ve pankreas tümörleri… Bu arada çeşitli nörolojik durumların tedavisinde de kullanılmakta olup bunlar arasında beyin tümörleri, nöropatik ağrı, esansiyel tremor ve tremor ağırlıklı Parkinson hastalığı sayılabilir.[8]

Düşük Yoğunluklu Ses Dalgalarıyla Tedavi

Düşük yoğunluklu ses dalgaları, tıpta uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Ancak bu kullanım, kas, eklem ve kıkırdak gibi yapıların travmatik ve dejeneratif hastalıkları ile sınırlı kalmıştır. Düşük yoğunluklu, aralıklı ultrason (İngilizce kısaltması: LIPUS) dalgalarının doku iyileşmesinde rolünün anlaşılmasından sonra çok geniş bir kullanım alanı ortaya çıkmıştır. LIPUS tedavisi, bir süredir kemik kırıklarının hızlı iyileşmesine yardımcı olması maksadıyla kullanılmaktadır. Bu kullanımın cerrahî tedaviye alternatif olabileceği bile bildirilmiştir.[9]

Düşük yoğunluklu ses dalgaları, dokulara ilaç ve gen naklinde de kullanılabilmektedir. “Sonoferez” denilen bir uygulamada ise deri yolu ile uygulanan ilaçların LIPUS etkisi ile daha fazla emildikleri ve daha iyi etki gösterdikleri bildirilmiştir.[10]

LIPUS tedavisi, yara iyileşmesinin hızlandırılmasında, kısırlık ve idrar kaçırma tedavisinde, erkeklerin ürolojik problemlerinde ve daha pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.[11]

Ses dalgalarıyla yapılan tedavilere genel olarak bakıldığında, yüksek yoğunluklu ses dalgalarının dokuda tahribat, yıkım, ortadan kaldırma ve yok etme gibi etkiler gösterdiği, düşük yoğunluklu ses dalgalarının ise daha çok tamir edici, yenileyici, düzenleyici ve canlılığı artırmaya vesile olduğu görülmektedir.

Kur’ân-ı Kerim’de bahsi geçen, “sayha” (müthiş bir ses) tabiri, muhtemelen çok yüksek yoğunluklu bir sesin, yoldan çıkan kavimlerin yok edilmesinde kullanıldığını düşündürmektedir.[12] Bu meyanda, sanki insan vücudundaki kanserli hücrelerin yok edilişi gibi, işarî bir mânâ da düşünülebilir. Farklı bir yaklaşımla, Kur’ân’da kısık, içten ve mutedil bir sesle yapılan yakarış ve konuşmaların yapıcı, hayırlı ve doğru neticelere götürdüğünü görmekteyiz.[13] Buradan mülhem, düşük yoğunluklu ses dalgalarının, insan vücudundaki etkilerine yönelik bir işaret de düşünebiliriz.

Neticede ses dalgaları bizim işitebildiğimiz boyutların çok ötesinde bir spektruma sahiptir. Böyle bir enerjinin yaratılış hikmetlerinin araştırılması ve insanlığın hizmetine sunulması, bilim insanlarının hedefleri arasında yer aldıkça yeni gelişmeler görülebilir. Ucuz, tesirli ve yan etkisi olmayan ses enerjisinden azamî derecede faydalanabilmek için gereken gayretler gösterildiği takdirde, Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem), her hastalığın çaresinin bulunacağı müjdesine[14] bir adım daha yaklaşma imkânı bulabiliriz.

 Dipnotlar

[1] “Sonra ona en uygun şeklini verdi, ona ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler, gönüller verdi. Ne az şükrediyorsunuz!” (Secde, 32/9).

[2] Tim Watson, “Therapeutic ultrasound”, www.electrotherapy.org/therapeutic-ultrasound

[3] J. A. Zagzebski, Essentials of Ultrasound Physisics, St. Louis, Missouri: Mosby Inc, 1996, s. 1–20.

[4] S. Y. Cho, “Understanding cavitation-related mechanism of therapeutic ultrasound in the field of urology”, Investig Clin Urol, 2022 Jul;63(4):385–393; C. M. Gorick, “Applications of Ultrasound to Stimulate Therapeutic Revascularization”, Int J Mol Sci, 2019 Jun 24;20(12):3081.

[5] Watson, a.g.e.

[6] J. D. Harper ve ark. “Fragmentation of Stones by Burst Wave Lithotripsy in the First 19 Humans”, J Urol, 2022; 207(5): 1067–1076.

[7] G. ter Haar, “Therapeutic applications of ultrasound”, Prog Biophys Mol Biol, 2007 Jan-Apr;93(1-3):111–129.

[8] N. Minh Duc, B. Keserci, “Emerging clinical applications of high-intensity focused ultrasound”, Diagn Interv Radiol, 2019; 25:398–409.

[9] R. Leighton, “Healing of fracture nonunions treated with low-intensity pulsed ultrasound (LIPUS): A systematic review and meta-analysis”, Injury, 2017 Jul;48(7):1339–1347.

[10] Ter Haar, a.g.e.

[11] Watson, a.g.e.

[12] Hûd, 11/67; Hicr, 15/73, 83; Mü’minûn, 23/41; Yâsîn, 36/29; Sad, 38/15; Kamer, 54/31.

[13] A’râf, 7/205; İsra, 17/110; Meryem, 19/3; Lokman, 31/19; Hucurât, 49/2, 3.

[14] Ebû Dâvud, Tıb, 11.

Bu yazıyı paylaş