Yâr-ı Bâki’ye Vâsıl Olmak

Birçok kişinin muhabbetle “Hocaefendi” diye hitap ettiği Fethullah Gülen, bahar bahçesindeki bir gül gibiydi; sevgi, merhamet ve anlayışı temsil ediyordu. Bir gül nasıl kokusunu ayrım yapmadan yayarsa, o da hikmetini ve nezaketini esirgemeden paylaştı, yanına gelen herkesin kalbine dokundu. Varlığı, Hizmet’in güzelliğini hatırlatan bir zarafetti; başkalarına şefkat ve tevazu ile yaşamaları için ilham vererek kalblerde iz bıraktı. Onun hikmeti, ilham rüzgârlarıyla dünya çapında milyonlara ulaştı; temas ettiği her hayat, birlik temelli dünya vizyonunun ışığıyla biraz daha aydınlandı ve anlam kazandı.

Hayatım üzerinde derin bir etkisi olan öğretileriyle 20 yılı aşkın bir süre önce tanıştım. Sözleri bana yüksek bir mefkûre; merhamet, tevazu ve başkalarına karşı sorumluluk değerleriyle dolu, Allah’a olan derin imanla açılan bir yol sundu. Onun fikirleri sayesinde insanlığı, ortak bir yolculukta yol arkadaşları olarak görmeye başladım. En büyük sevincin, Allah için birbirimize yardım ederek elde edileceğini öğrendim. Gerçek iyilik; fedakârlık, anlayış ve adanmışlıkla dolu bir ömürde yatıyor. Bu düsturlar, öğretmenlik yapmam ve onun eserlerinin İngilizce tercümelerine katkıda bulunmam için bana ilham verdi.

Hocaefendi ile ilk buluşmam, her zaman hatırlayacağım bir anı olarak kalacak. Fikirlerinin beni nasıl derinden etkilediğini, hayatıma kelimelerin tarif edemeyeceği şekilde nasıl dokunduğunu kendisine anlatmıştım. O, sıcacık ve mütevazı bir üslupla ziyaretimin kendisini mutlu ettiğini ifade etti ve bana “bacım” diye hitap ederek küçük bir hediye vermek istediğini söyledi. Ayrılmaya hazırlanırken bana bir eşarp, kullandığı bir tesbihini ve küçük bir şişe esans yağı verdi. Bu anlamlı hediyeler, hayat anlayışının özünü yansıtıyordu: Gerçek güzellik, küçük iyiliklerde ve sevgi ve samimiyetle beslenen bağlarda gizlidir.

Bölünme ve yanlış anlamaların damgasını vurduğu bir dönemde, onun şefkat, karşılıklı saygı ve insanlığa hizmet mesajı, birleştirici bir vizyon sunmaktadır. Eğitime, ahlakî sorumluluğa ve inançlar arası diyaloğa verdiği önem, olumlu değişimin her ferdin kendisinde başladığını ve dışa doğru yayıldığını vurgulamaktadır. Hocaefendi’nin fikirleri, başkalarına destek olmayı, ihtilafları aşmayı ve barış içinde yaşamayı teşvik ediyor. Sükûtun Çığlıkları isimli kitabından çok sevdiğim bir iktibas şöyle: “Gelin, kendimizi kurumaya, yok olmaya mahkûm birer damla gibi görmekten sıyrılarak, çağlayanlarla bütünleşip derya olmaya yürüyelim! Mademki hepimiz insanız, genlerimizde Âdem Nebi’nin genleri ve özümüzde de Hakikat-i Ahmediye’nin usâresi var demektir.”

İnancın, sosyal uyum ve adalete vesile olduğunu vurgulaması, gerçek ilerlemenin empati ve iş birliğinde yattığını hatırlatmaktadır. Mirası; fertleri ve kurumları, farklılıkların ötesinde insanlığı ön plana çıkarmaya ve anlayış, şefkat ve ortak bir gaye yardımıyla bir gelecek inşa etmeye teşvik etmektedir.

Fethullah Gülen’in dünya gençleri üzerindeki kalıcı etkisi, bana geleceğe dair büyük bir ümit veriyor. Onun sözlerinden ilham alarak merhamet, dürüstlük ve hizmetle dolu bir hayat yaşayama gayret eden bir nesli görmek, vizyonunun yaşamaya devam edeceğine dair bana bir kanaat veriyor. Bu gençler sadece şahsî olarak başarılı olmakla kalmıyor, aynı zamanda dünyayı daha iyi bir yer hâline getirme sorumluluğunu ciddi bir şekilde taşıyorlar. İcraatlarıyla, Hocaefendi’nin savunduğu değerleri hayata geçiriyor ve daha adil ve huzurlu bir dünya için çalışıyorlar.

Şimdi, Hocaefendi’nin bu geçici dünyadan ayrılmasıyla, onun mesajını geleceğe taşımak ve dalgalandırdığı bayrağı teslim alıp sayısız hayata ilhamlar sunmak bizim vazifemiz. Onun vefatı bir bitişi değil, dokunduğu herkes için yeni bir başlangıcı ifade ediyor. Aydınlattığı yolda; şefkat, hizmet ve birlik dolu bir hayat yolunda artık biz yürümeliyiz, onun mirasının, gelecek nesillerin gönüllerinde ve eylemlerinde yaşamasını sağlamalıyız. O’nun ektiği tohumları yeşertmek ve ideallerini umut, anlayış ve nezakete ihtiyaç duyan bir dünyaya taşımak artık bizim görevimiz.

Mevlânâ’nın bir beytiyle bitiriyorum: “Cenazemi görünce ‘Ah ayrılık, ayrılık!’ demeye kalkışma; (Yâr-ı Bâki’ye) kavuşmam işte o zamandır.”

Dr. Lyndsey Eksili, New Jersey’deki Tughra Books’un Gençlik Yayınları Yayın Yönetmenidir.

Dipnotlar

Bu yazıyı paylaş