Yusuflara…
Kapkaranlık gecede gökler yarıldı birden
Bizleri can evinden vurdular anneciğim
Depremlerle art arda yer oynadı yerinden
Kol-kanat bırakmadı kırdılar anneciğim
Lâl kesildi vicdanlar, kör sağır dilsizler de
Perdeler indi birden basiret yok gözlerde
Haset var, düşmanlık var, nefret hâkim her yerde
Yalanı, iftirayı yaydılar anneciğim
Olmadık suçlar ile sürüldük zindanlara
Kimimiz şehit oldu, kimi düştü yollara
Kar yağdı bir gecede tuttuğumuz dallara
Dostlar karşı kıyıda kaldılar anneciğim
Ansızın bastırdı kış, boynu bükük mevsimler
Kovuldu bahçıvanlar, yetim kaldı bahçeler
Saklandı köşe bucak, şimdi garip bülbüller
Bütün güller, çiçekler soldular anneciğim
Kan ağlıyor içimiz, gözlerimizde yaşlar
Umulmadık yerden geldi en büyük taşlar
Büküldü bellerimiz, kar gibi oldu saçlar
Meydana yığınları saldılar anneciğim
Kendi vatanımızda sefiller gibi gezdik
Aç susuz kuytularda çok ağlayıp inledik
Hak şerleri hayreyler, sabır deyip bekledik
Hain deyip hedefe koydular anneciğim
Nice anne babalar dolaşıyor arafta
Kardeş bildiklerimiz şimdi karşı tarafta
Saf yığınlar Yezid’le, Haccac’la aynı safta
Masumların katili oldular anneciğim
Yaşıyoruz yıllardır dört duvar arkasında
Hayallerimiz yetim kaldılar Kafdağı’nda
Revaç buldu cehalet ilim irfan çağında
Aklı da vicdanı da kovdular anneciğim
Kor salıp içimize yaktılar cayır cayır
Matem olan bizlere onlar için panayır
Ne derse olur Allah, bunda da vardır hayır
Medrese yaptı hapsi Yusuflar anneciğim