“Hazreti Muhammed’in [sallallâhu aleyhi ve sellem] söylediği sözler, 1200 yıldan beri 180 milyon insanın hayatına rehber olmuştur. Bu 180 milyon insan da tıpkı bizim gibi, Tanrı tarafından yaratılmıştır. Şu anda Hazreti Muhammed’in [sallallâhu aleyhi ve sellem] sözlerine inanan Tanrı’nın yarattığı insanlar, başka sözlere inananlardan sayıca daha fazladır. Her şeye gücü yeten Tanrı’nın bunca kulunun uğrunda yaşayıp öldükleri bu inancın sefil bir manevîdüzenbazlık olduğunu nasıl düşünebiliriz? Ben kendi hesabıma böyle bir şeyi kabul edemem. Her şeye inanırım, fakat buna inanamam.
…
İslam, Arap kavmi için karanlıktan aydınlığa doğuştur. Arabistan onun sayesinde ilk defa canlılık kazanmıştır. Dünya yaratıldığından beri çöllerde başıboş dolaşan, kimsenin tanımadığı, çobanlıkla uğraşan zavallı bir kavim, inanılır bir sözle birlikte gökten gönderilen bir peygambere kavuşuyor. Kimsenin tanımadığı bu kavim, bütün dünyaya ün salıyor, dünya çapında büyüyor ve Arabistan bir yandan Granada’ya, öte yandan Delhi’ye kadar uzanıyor. Çevresine cesaret, ihtişam ve hikmet ışıkları saçarak yüzyıllar boyu dünyanın büyük bir kesimi üzerinde bir güneş gibi parıldıyor. Çünkü iman, hayat veren bir şeydir. Bir kavim, iman sahibi olursa semereli ve yüceltici bir tarihe kavuşur… Hazreti Muhammed [sallallâhu aleyhi ve sellem]; değersiz, kara bir kum yığınından ibaret görünen bir ülkeye düşen bir tek kıvılcımdan başka ne olabilir? Bu kum yığınının, aslında barut gibi bir yığın olduğu anlaşılmıştır. Delhi’den ta Granada’ya kadar gökleri tutuşturan bir yığın!
Büyük İnsan, daima gökten inen bir şimşektir. Bütün insanlar, yanmaya hazır bir hâlde onu bekler ve o gelince de hep birden tutuşurlar.”[1]
Thomas Carlyle (1795–1881): İskoç asıllı yazar, tarihçi ve filozof.
Dipnot
[1] Thomas Carlyle, On Heroes, Hero-Worship, and The Heroic in History, New York: Longmans, Green, and Co., 196, s. 41–75; Thomas Carlyle, Kahramanlar, İstanbul: Beyaz Balina, 2000.