Ne garip bir şekilde
Geliyor şimdi veda
Bakarsın işte öyle
Gitmeden son bir defa
Mahzundur kimileri
Yorgundur heceleri
Tutulmuş ırmak boyu
Ah gökyüzü kopkoyu
İçinde onlarca sürgün
Eksilirler gün be gün
Terk edilmiş dünlerde
Çatlıyorken dudaklar
Mevsimsiz saatlerde
Bu nasıl girift zaman
Sanki çıldırmış gibi
Hapsoldu gökkuşağı
Eksildi bahçelerden
Hüzünle düşer yaprak
Tuza belenir toprak
Yaşam, sırlar ve hicran
Her şeyde feryat figan
Bu fırtına bu rüzgâr;
Daha kaç vakte kadar!
Belki ayazda kaldın
Belki sen de aldandın
Üşüdün; hem de nasıl
Bitmedi; bu zor fasıl
Oysa esrik bakışta
Büyümeliydin asıl
Varsın pörsüsün renkler
Akıp gitsin köpükler
Ruhunun sahilinden
Tesbihlerin dilinde
Demir alsın her gemi
Belki ürkek, acemi
Gurup etse de güneş
Ümitler var elinde
Ay, göz kırpar sulara
Belki yakamozlara
Gam devşiren anlardan
Ağrıyan akşamlara
Yoklasan öksüz kalbi
Duru bir nehir gibi
Gökten yıldızlar düşer
Bu akşam, ah bu akşam!
Sen konuşsan, ben sussam!