Yaklaşık iki ay önce, New Jersey Gençlik Merkezinde, Almanya’dan gelen kalabalık bir kız öğrenci grubu ile buluşmuştuk. Bir kısmı Almanya’da doğmuş büyümüş, bir kısmı “süreç”le birlikte hicret etmiş. Dil öğrenmiş, önemli üniversitelerden kabul almış, pırıl pırıl gençler. Hocaefendi’yi ziyaret edebilmek için onlarca kitabını okumuş, sohbetini dinlemiş, okudukları ve dinledikleri şeylerle sınava girip Amerika’ya gelmeye hak kazanmış, aşk ve şevkle dolu o gencecik kız çocuklarına bakarken, “Ne gördü Leyla’nın gözünde Mecnun?” (Yunus Emre) diye sormuştum içimden.
Gençler bir yönüyle üzgündüler, zira Hocaefendi kampta değildi. Sonra Hocaefendi’nin bir yerden dönerken “Kampa uğrayalım.” dediğini, arabanın aralanmış camından binanın önüne inmiş o kız çocuklarını selamladığını, Hocaefendi’yi gören o gençlerin hıçkıra hıçkıra ağladığını öğrendim.
Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapın ya da abone ol
Abone Ol