Sarardı çiçekler ve güller soldu,
Bülbülün ah u efganı kesildi;
Her yanda hazan otağı kuruldu,
Bir bir varidât-ı baharı sildi.
Tipi-boran, yollar kapalı kardan,
Gelen saksağan sesi dört bir yandan;
Bir kez daha doldu gözler hicrandan,
İnledi arz u sema bu efgandan.
Dert yükü omuzlarda dağlar gibi,
Ceyhun olan gözyaşı çağlar gibi;
Ruhlar “Gayretullah!..” demeye durmuş,
Bu hâle arz u sema ağlar gibi.
Gelse de dört bir yandan yüz bin cefa,
Çarpsa her an kaza üstüne kaza;
Başımız yine O’nun eşiğinde,
İnse de başlara bin türlü eza.
Dönmeyiz kapısından hiç nüh-felek,
Şahit olsun buna göklerde melek;
Pervaneleriz biz şem’ine her dem,
Olsa da bu devamlı inleyerek.
Ey Rab, her şey bir yana Sen bir yana,
Vird-i zebanımız dilde bu mana;
Dönmeyiz, döndürme yolundan asla!..
Canlar kurban olmaya teşne Sana…
***