
Çiçek Bahçesi
Genç kadın, kucağında yeni doğmuş bebeğiyle hapishaneye girmişti. Hapishanedekiler, oturdukları yerden kalkıp yeni doğmuş bebeği görmeye gitmişlerdi. Aralarında en yaşlı olanı, bebeği annesinden alıp kucaklamış
Genç kadın, kucağında yeni doğmuş bebeğiyle hapishaneye girmişti. Hapishanedekiler, oturdukları yerden kalkıp yeni doğmuş bebeği görmeye gitmişlerdi. Aralarında en yaşlı olanı, bebeği annesinden alıp kucaklamış
“İşkembe çorbası severim anne” derdi sorsam, sormadım. Sadece “anne, annem” demek için telefon açmak. Dünyanın en müstesna ve en yüce hislerinden olmalı. Telefonu açınca dakikalarca
Yorgun bir akşamüstü. İş çıkışı annem arıyor. Babam ortalıklarda yokmuş. Yine eve gitmemiş. “Ben alır gelirim.” Ağlıyor annem. Yine… Gözyaşlarımız diner mi? Ah bir bilsem…
Hüseyin Dede, uzak gözlüğünü takmış, televizyonun karşısındaki yerinde, elinde kumanda haber kanallarında geziniyordu. En sonunda bir yerde bıraktı kanal değiştirmeyi. Yine kötünün iyisiydi burası, en
Duvarların dışında bahar yüzünü yeni yeni göstermeye başlamış, fakat kış soğuğunun betonların gölgesinden ayrılmaya niyeti yok gibiydi. Bu mevsimde güneş ışıkları avluya öğle saatlerinde birkaç
Banu bir buçuk yıldır küçük kızıyla birlikte bekliyordu. Eşinden ayrı kalmamak için geldiği doğunun bu ücra ilinde bir yıldır eşini göremiyordu. En sonunda dayanamayıp ifade